Büyük, küçük, orta ölçekli Türkiye yok, bir tek Türkiye var. O'da Türkiye Cumhuriyetidir.
Saçma ve o kadar da gereksiz cümlelerle, Türkiye Cumhuriyetinin üniter devlet yapısının altını oymaya mahfuz, klişeler, sloganlar ve gevelemeler boşunadır.
Kanında az buçuk Türklük olanın, bu vatan Türkiye toprağıdır diyenin. Cinsi, cibilliyeti nesebi, meşrebi ne olursa olsun kendini Türk sayanın asla ve katta kabul etmeyeceği böyle sözlere karnı toktur.
Türkiye Cumhuriyetinin 101. Kuruluş yıldönümü kutlu ve mutlu olsun.
Başta Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının, şehitlerimizin, gazilerimizin, bu yolda kendini feda eden öğretmenlerimizi, güvenlik kuvvetlerimizi büyüklerimizi şükran ve minnetle anıyorum.
Mekanları cennet makamları ali olsun…
***
"Selam verdim, rüşvet deyildir deyu almadılar" diye padişaha şikayette bulunan Fuzuli'nin 1483'de doğup, 1556'da öldüğünü biliyor musunuz.
Yani bu şu demek; Koskoca Osmanlı İmparatorluğu'nun en şaşalı döneminde başlayan bu yozlaşma, büyük çöküşün en büyük nedenlerinden birisidir.
Rüşvet, adam kayırma, toplumsal yozlaşma'nın zamanla sosyal yaşama yansıması ve bozulan saray otoritesi, kaybedilen savaşları ve tazminatların altında ezilen imparatorluk, bir de ulus devlete geçemeyerek, azınlıklar ve batıdaki milliyetçilik akımlarının içeride körüklenmesiyle bitişi yaşamıştır.
29 Ekim'in yıldönümünde bilin istedim.
Çünkü tarih hep tekerrür ediyor…
***
Sabah, fırsatım oldukça kahvaltı haberlerine bakarım.
Bugün tesadüfen şuna şahit oldum. Gazete başlıklarını okuyan şahin bakışlı bir yorumcunun vasatın üstündeki programında, arka fonda gazete başlıkları ve onu yorumluyor.
Besleme basına ait bir gazetenin Cumhuriyet bayramı haberini verirken, ekrana Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 10.yıl nutkuna ait görüntüler geldi
Gazi sözlerini şöyle bitirdi. "En büyük bayramdır bugün, Ne Mutlu!.."
Görüntü orada kesildi. Hâlbuki o sözün devamı "Ne Mutlu Türküm diyene!" diye bitiyordu.
Elli defa anlattık, bin defa anlattık. Hem de ahmaklara anlatır gibi anlattık.
Bu sözlerde ki Türklük kavramı, bir dayatma değil, bir soy, meşrep nesep güdümlemesi değil, bir kabul ediş, bir beğenme, bir arzulama, katılma güdüsüdür.
Yapılan ve cümlenin son iki kelimesinin kesilmesi, aşağılıkça ve ahlaksızca bir davranış olsa da, bunun iki nedeni vardı. Birisi yeniden gündeme getirilmeye çalışılan çözüm projesinin baltalanmamış olması.
Diğeri, millet ve ümmet kavramının çatıştığı gibi bir algı satmamak.
Halbuki Türk olmak, Müslüman olmaya engel olmadığı gibi, sınıflar arasında da bir kast sistemi değildir.
O yüzden NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!...