USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ELEŞTİRİEL DÜŞÜNMEDEN BİLİM ÜRETİLEMEZ      

05-12-2024

ELEŞTİRİEL DÜŞÜNMEDEN BİLİM ÜRETİLEMEZ      

(ELEŞTİRİ İMKÂN ARAMAKTIR, ELEŞTİRİ GELİŞTİRİR)

Bilim sorguyla, itirazla başlar, mevcut durumlara İtiraz etmeyen, çıkış yolu bulamaz. İslam’a giriş  ‘’la’’ diye itirazla başlar. Eleştirilmeyen, sorgulanmayan her şey kurur ya da çürür. Hatalar, ihmaller görülemez. Eleştiri ve sorgulamanın olmadığı yerde özgürlük biter, tutsaklık başlar.

‘’Batıyı güçlü yapan muazzam orduları ve ekonomileri değildir. Bunlar sonuçlarıdır. Batıyı güçlü yapan eleştiriel bilimsel eğitimleridir. Batının geçtiği bu acımasız eğitimden ne yazık ki hiçbir İslam ülkesi geçmemiştir. Elimde yetki olsa bütün İslam ülkelerinde her kademedeki eğitim müfredatlarına eleştiriel eğitim dersleri koyardım ve zorunlu yapardım.’’ (DOĞU İLE BATI ARASINDA İSLAM- Aliya İzzet B.)

Ülkemizde ne yazık ki yaygınlaşan memleketini seversen bize itiraz etme, bizi eleştirme düşüncesi, bizden olana ses çıkarmama, göz yumma kültürü memlekete en büyük zararı veren düşüncedir. Oysa eleştiri açık aramak değil, imkan aramaktır. Asırlardır bizi geri bırakan zihniyet sorunumuz budur. Bizden olanın uygulamalarını kutsallık, ululuk, yanılmazlık zırhı içine alarak eleştirileri önlemek, hatta eleştiriyi ihanet gibi göstermek.

Eleştiriel zihniyet, analtik düşünme entelektüel bir fantezi değil bilimsel, hayati bir ihtiyaçtır. Eleştiriel düşünme yeni fikirlere açıktır. Eleştiriel, analtik, düşünebilmenin temeli mevcut duruma itiraz etmek, her şeye farklı gözle bakabilmektir. Sorgulamayan, eleştiriel düşünemeyen, itiraz etmeyen nesillerden hiçbir şey olmaz, bilim insanı yetişemez, bilim üretilemez. Akıldan, bilimden uzaklaşır, bilim itirazla başlar. ‘’Değişim ve gelişim için ön şart farkındalıktır. Farklı düşünebilmek için farkındalık gerekir. Farkındalık, değişim ve gelişim için gerekli ama yeterli şart değildir; Farkındalık eyleme yol açmadıkça değişim ve gelişim gelmez.

 ‘’Gelişim odaklı değerler kültüründe bilim üretmek istiyorsan farklı biri olacaksın, kimsenin düşünmediğini düşünecek ve açıkça söyleyeceksin. Yeni bir bakış tarzın ve sorularınla dikkat çekeceksin. Hiç kimsenin düşünmediğini düşünüp, sormadığını soracaksın. Doktora arkadaşım bir süre sonra benimle arkadaşlığını bitirdi, nedenini sorduğumda; ‘Doğan, sen bana benziyorsun, benim gibi düşünüyorsun, olaylara bakış tarzımız aynı. Ben senden bir şey öğrenemem, benim benden farklı düşünen birine ihtiyacım var’ dedi.

Ancak elştiriel düşünceyi, yaşamımızı yönlendiren temel bir davranış olarak benimsemeye çalışırsak her türlü güdümlenmeye, yönlendirilmeye karşı bağışıklık kazanabiliriz. Bu da özgürlük yolunda atılması gereken ilk adımdır.

Denetim odaklı korku kültürünün egemen olduğu milletlerde farklı, eleştiriel düşünenler bastırılır; yöneticiler, ebeveynler veya öğretmen çocuğun-insanın gelişimini engelleyen bir hapishane yaratır. Böylece topluma uyumlu bir insan yetişir. Bu toplumlarda bilim üretilemez. Batıda gözlemlediğim şu oldu; Gençler bağımsız ve farklı birey olma peşinde koşuyorlar.’’(VAR MISIN?- DOĞAN CÜCELOĞLU),

 ‘Toplumlar için refah ve özgürlüğün anahtarı; Toplumun hükümeti hesap vermeye zorlama gücüdür.’ Kurumları, devleti, milleti canlı, verimli ve diri tutmanın yolu eleştirel düşünüp, sorgulamaktan geçer. Eleştiri yoksa çürüme başlar. Atatürk; ‘’Sorgulamayan cahil, sorgulatmayan zalimdir’’ der.

 ‘’Bir yerde herkes aynı şeyleri söylüyorsa, orda hiç kimse düşünmüyor demektir.’’(M. FOUCAULT) Kurumların, toplumların, devletlerin ilerleyebilmesi için farklı, eleştiriel düşünebilmeye, itiraza ihtiyaç vardır.  Dost eleştirir, ikaz eder; düşman eleştirip, uyarmaz, dedikodu eder fırsat kollar. Olumlu eleştiriler yol gösterir, çare olur.

Eleştiriel düşünme becerisi olmazsa akıl ve mantık ötelenir, insan duygulara bağımlı olur, duygularıyla karar verir. Akıl ve mantıktan uzaklaşan insan haliyle bilim üretmez, çabuk ikna edilir, kandırılmaya açık olur; çocuklara eleştiriel düşünme becerisi kazandırıp, düşünme becerilerini geliştirmezsek çocuklar hemen her konuda kendileri düşünmek yerine yapay zekaya başvuracaktır. Sosyal ağların, yapay zeka sitelerinin sahibi küresel güçler zamanla ülkelerin insanlarının iradelerine hükmetmeye başlayacak, ülkelerin yeraltı,  yerüstü kaynaklarını ele geçirecektir, insanları yönlendirip, etkisi altında tutacaktır. Milli egemenlik sorunudur eleştiriel düşünmeyi öğretmemek. Artık eğitim bilgi aktarmak değil, öğrenmeyi öğrenmek; çocuk o kadar yoğun bilgi arasından kendi ihtiyacı olanı alabilmeli ve aldığı o bilgiye eleştiriel bir gözle bakıp doğruluğu üzerine düşündükten sonra hayatında kullanabilmelidir.

Hendek Savaşında müşriklerin, Medine’ye doğru yola çıktığını haber alan Müslümanlar istişareye başlar. Peygamberimiz; ‘’Kadınları ve çocukları dağdaki mağaralara gönderip savunma yapalım’’ der. Sahabeler bu fikrin vahiy olup olmadığını sorarlar, bir vahiy olmadığını öğrenince bu fikri akılcı bulmazlar. Yeni Müslüman olmuş 17 yaşındaki İranlı Salman Faris’in teklifini daha akılcı bulurlar ve Medine’nin etrafına hendek kazarak savaşı kazanırlar.

 Peygamberin teklifini bile tartışıp, eleştirip, akılcı bulmayarak kabul etmeyen Müslümanlar, günümüzde yöneticilerinin sözlerinin üzerine söz söyleyemiyorlar, yanlışına bile yanlış, diyemiyorlar, eleştirenleri de ağır dille suçluyorlar. Eleştiri giderse düşünme de gider. Düşünmenin bittiği yerde; akıl, mantık, bilim biter, biat başlar, çürüme derinleşir, kölelik yaygınlaşır, toplum geri kalır.

57 İslam ülkesi cep telefonu, bilgisayar, füze, uçak, otomobil, aşı, ilaç gibi ileri teknoloji gerektiren ürünler üretemiyorlar. Çünkü bilim üretemiyorlar. ‘’Batı kalbi terk etti zalimleşti, doğu aklı terketti perişan oldu, geri kaldı’’ diyen düşünür tam da bunu belirtiyor; aklı, eleştiriel düşünmeyi, bilimi terk eden İslam ülkeleri geri kaldı, köleleşti.

İslam ülkelerinde aileler ve okullar, çocuklara itaat etmeyi ve uyumlu olmayı öğretir, sorgulayanı bastırır. Soran sorgulayan eleştiriel düşünemeyen toplumlarda çocukların karakteri zayıf olur; hemen her şeyden etkilenir. Çünkü sorup, sorgulama, eleştiriel düşünebilme yetisi kazanamamıştır. Her yeni  olayın, maddenin yararlı mı, zararlı mı diye düşünmeden etkisinde kalır. İtiraz etmeyen boyun eğer, köleleşir, özgürleşemez.

‘’Ülkemizin daha özgür, şeffaf, hesap verilebilir bir topluma dönüşmesi için eleştiriel düşünme sistemi eğitimin tam merkezine yerleştirilmelidir.’’(S. TURAN) Öğrencilere gelecekte başarılı olabilmeleri için okullar ve ebeveynler en başta eleştiriel düşünebilme becerisi kazandırmalı. Çocuklara eleştiriel ve bağımsız düşünmeyi öğretmeliyiz. Soran, sorgulayan, eleştiriel düşünebilen, bilim üreten, bilgiyi işleyebilen nesiller yetiştirmeliyiz.

Muzaffer KARADAĞ

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Durhan Alıç
Durhan Alıç 7 gün önce
Tebrik ediyorum Değerli Meslektaşım. Kalemine sağlık.