Tarihin derinliklerinde Avrupalı İslam ile, Tarık Bin Ziyad komutasındaki yaklaşık sekiz bin İslam Askerinin İspanya yarımadasına yaptığı çıkarma ile tanışmıştır. İslam ordularının orada başlattığı fütühat yaklaşık 750, 800 sene süren bir İslam Devletinin doğmasına ve gelişmesine neden olmuştur. Kendilerine muhteşem bir medeniyet ve hayat tarzı sunulmuştur.
İlmi araştırmalar ve çalışmalar zirve yapmıştır. İleriki zamanlarda övündükleri Rönesansın temeli buralara dayanmaktadır. Bu İslam Devleti yaklaşık 730’lu yıllardan 1493 yılına kadar devam etmiştir. Batılıların İslam karşısındaki duymuş olduğu kin ve nefret sayesinde 1620’li yıllardan sonra o yarımadada Müslüman denilecek aile kalmamıştır. Engizisyon mahkemelerinde ve aldıkları öldürücü ve yok edici cezalar, asıl yapılan Müslümanlara karşı zulüm nedeni ile o yıllarda tamamen Müslüman izlerini silmeyi başarmışlardır.
Neden İspanya’da İslam’a karşı bu kin ve nefret yaygın hale gelmiştir. Sebep gayet açıktır. İkinci bir Yarımada sayılan İspanya, aynı zamanda Anadolu Yarımadası ile eşdeğer olarak tutulmuştur. Bu her iki Yarımadanın Müslümanlar tarafından fetih edilmiş olması onlar için kabul edilemez bir gerçektir.
ÇÜNKÜ AKDENİZ MÜSLÜMANLARIN HAKİM OLDUĞU BİR BÖLGE HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR...
BATI, Bu nedenle var güçleri ile önce kendi yakınlarında bulunan Endülüs Devletinin yıkılmasına karar vermişlerdir. Yapılan haçlı seferleri göstermiştir ki; Müslümanlar önü alınamaz bir şekilde ilerlemişler ve Avrupa Osmanlıların Viyana önlerine kadar dayanması ile küçücük bir devletçikler topluluğu olmaya başlamıştır. Bu, Hıristiyan Avrupa için tahammül edilemeyen bir gerçektir. Bu kinlerinin sonucu 1923 Anadolu Devletinin kuruluşuna kadar devam etmiştir. Anadolu Devletinin kuruluşunda da hangi iki yüzlülükleri oynadıkları zamanla gerçekler olarak ortaya çıkınca anlaşılacaktır. Ancak, unutmayalım saldırıları ve hainlikleri hala devam etmektedir. Anadolu topraklarının Müslüman bir Ülke toprağı olmasını hala hazmedememek GİBİ BİR HASTALIKLARI VARDIR.
Ülkemize yapılan içten ve dıştan her türlü saldırının Finansörü olduklarını hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Geçmiş zamanda İş adamları toplantısında Sayın, Z. Abidin beyin söyledikleri çok ilginçtir. Gezi olaylarında dağıtılan 600 pizza parası Taaa Meksikadan ödenmiştir.
Yani bugün yargılanma süreci başlanan Gezi olaylarında Batı neden olayları yapanlara destek olmuştur? Bunu açıklayan bir Batı devleti lideri var mıdır?
Müslümanların İspanya'da kurdukları medeniyet, ilmi ilerleme bu gün kendi dindaşlarının yapmış oldukları araştırmalarla belgelenmektedir. Hatta daha da ileri giderek kimi İspanyol veya Portekizli bilim adamları soy ağaçlarına ulaştıkları zaman dedelerinin Müslüman bir isim taşıdıklarına şahit olmuşlardır. Engizisyon baskısı sonu Hıristiyanlaştırılan milyonlarca Müslüman köken bulunmaktadır. Kendilerine insanlık medeniyeti veren, yaşama hürriyeti veren her türlü özgürlüklerini yaşatan , Bu İslam Devletine ve devletlerine karşı, Hıristiyan Avrupa; Müslümanlara kan, kin ve gözyaşından başka bir seçenek sunma mışlardır.
Çünkü bu Medeniyetin dili olan arab harfleri ile yazılı ne kadar kitap varsa meydanlarda yakmışlardır. O günün o topraklarda ilim dilinin Arapça olduğunu unutarak, İslam’a karşı olan kinlerini, intikamlarını o harflerle yazılan tüm eserlerden bir nevi onları yakarak ve yok ederek, Tarihin derinliklerine gömmek istemişlerdir. İşte bugün ilim de ilerleme sağladıklarını söyleyen batılıların ilme karşı olan düşmanlıklarının bir belgesidir. Bir çok ilmi değerlerin, kaynaklarının hangi bilim adamlarından çalındıklarıının resmidir. Bu tür araştırmalar vardır.
O nedenle Birinci Dünya savaşı gibi önemli bir savaşta asıl hedefin Osmanlı İmparatorluğunu Anadolu'dan atmak isteyen , Batılı güçlerin amaçlarını fark eden Mehmet Akif Ersoy gibi münevverler, endişe duymaya başlamışlardır. Çünkü Ön Asya sayılan Anadolu Yarımadasının topraklarının Müslüman olmasını batılı hiçbir zaman kabul etmemiştir. İberik Yarımadasının Müslüman olmasını kabul etmedikleri gibi… Birinci Dünya savaşı senaryosu sonrası Osmanlı sıkıntıya düşürülmüştür.
Bugün hala Osmanlının terk ettiği bazı topraklarda kan ve gözyaşı hakimdir. İsrail yapılan barış görüşmelerine rağmen evlerine gitmek isteyen sivilleri öldürmektedir. Bu cüreti hangi batılı devletlerden almaktadır. Her şey açıkça ortada durmaktadır. Batının , İslam ile olan görünmez savaşı devam etmektedir.
Ülkemizde son zamanlarda oynanmak istenen oyuna bir de bu açıdan bakalım. Dışımızdaki, şimdi ateş çemberi diye nitelendirdiğimiz bu toprakların, zamanla Osmanlı toprağı olduğunu, yani İslam Devleti damgası taşıdığını unutmayalım. Orda dökülen kan, orda verilen can bizim canımızdır. Batılıların, medeniyeti bu ise; yerin dibine batsın bu medeniyet, bu demokrasi, sözde insan hakları, birleşmiş milletler, onun bunun denetiminde olan Dünya Medyası...
Gözlerini vahşete kapatan tüm sorumlu Devletler ve onların ortaya koyduğu yandaş örgütlerdir. Çünkü gittikleri her yere, demokrasi getireceğiz derken, sadece kan ve gözyaşı getirmişlerdir. Vahşet, soykırım ile, onların elleri kana bulamıştır.
Unutmayalım Güçlü ve inançlı bir Türkiye batının gözünde olmaması gereken bir olgudur. Varın gerisini siz düşünün.
Ülkemizin önderliğindeki, Suriye olayı, güney sınırımızda oluşturulmak istenen güvenli bölge girişimleri, batılıların dikkatini çekmektedir. O, nedenle hala terör örgütleri ile işbirliğine devam etmektedirler. Suriye'nin pkk uzantısının kontrolündeki bir bölgede yapılan eylemlerde israil lehine kürtçe slogan atılması gözlerden kaçmaktadır.
Ey Kardeşim gerçekleri gör, olayları iyi analiz et...
Batı tüm vahşet, öldürme, işgal, hareketleri ile hep gündemdedir. Ama, terörist olarak müslümanlar hedef tahtasına konulur...
Bu arada Kuran'ı yakma girişiminde bulunanların ibretlik sonlarını haber ajansları ilettiler...
SENİN SENDEN BAŞKA YARDIMINA KOŞACAK BAŞKA BİR GÜÇ ŞU ANDA DÜNYADA YOKTUR.
Allah Yar ve Yardımcımız olsun...