ŞEHRİMİZİN İMARINDA VE GELİŞMESİNDE BÜYÜK EMEĞİ OLAN SELÇUKLU SULTANININ KABRİ BAŞINDA KURAN OKUNMAYA BAŞLANMIŞTIR.
ŞEHRİMİZDE türbesi bulunan Selçuklu sultanını unutmamak adına; Sivas Vekilimiz Rukiye Toy teklifi ve Sivas müftülüğünün onayı ile, her gün türbesinde Kuran okunmaya başlanmıştır. Bu şehrin bir manada banisi olan insana ahde vefa adına güzel bir girişimdir. Sebep olanlardan Allah razı olsun. Umarım bu Kuran okuma geleneği sürekli olarak devam eder. Şehre damgasını vuran insan adına yapılacak en önemli bir vefa göstergesidir...
I. Gıyâseddin Keyhusrev’in büyük oğludur. Babası 592 (1196) yılında tahtı kardeşi II. Rükneddin Süleyman’a bırakıp yaklaşık dokuz yıl süren gurbet hayatına çıkmak zorunda kaldığında oğulları Keykâvus ile Keykubad’ı da yanında götürdü. II. Süleyman Şah’ın ölümü üzerine taraftarlarının davet ve desteğiyle yeniden Selçuklu tahtına oturan I. Keyhusrev (Receb 601 / Mart 1205) Keykâvus’u melik unvanıyla Malatya’ya gönderdi. Onunla birlikte Malatya’ya giden babasının hocası Mecdüddin İshak idarî işler ve öğrenimini tamamlama konusunda kendisine yardımcı oldu.
I. İzzeddin Keykavus (1211-1220)
I. Gıyâseddin Keyhüsrev ölünce (608/1211) devlet erkânı Konya’da toplanarak sultanın en büyük oğlu olduğu için Malatya Meliki İzzeddin Keykâvus’un Selçuklu tahtına çıkarılmasına karar verdi ve Kayseri’ye gelmesi için kendisine ulak gönderdi. Keykâvus Sivas-Kayseri arasındaki Gedük’te (Şarkışla) karşılandı. Biat, yas ve tahta çıkma törenleri Kayseri’de yapıldı.
Selçuklu dönemi siyasi tarihinde Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev (Birinci 1192-1196, İkinci kez 1205-1211) ile oğulları I. İzzeddin Keykavus (1211-1220) ve I. Alaeddin Keykubad (1220-1237) zamanları devletin yükseliş dönemleridir. Özellikle Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus döneminde siyasi ve kültürel yaşam oldukça devingendir. Bu dönemde Selçuklu topraklarının genişlediği, kuzeyde Sinop, güneyde Antalya liman şehirlerinin fethiyle denizlere açıldığı, bayındırlık faaliyetlerine önem verildiği ve çok sayıda mimari eserin inşa edildiği görülür. Yeni fethedilen, çoğu Roma-Bizans dönemlerinin yerleşimleri olan ve sürekliliğini koruyan bu şehirler, imar faaliyetlerinin artması ile kısa sürede Selçuklu-Türk kenti özelliğini kazanmışlardır.
Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus 1214 yılında Sinop, 1216 tarihinde Antalya’yı fethederek, bu kentlerin iç kaleleri ile Sivas ve Konya gibi şehirlerde çeşitli yapılar inşa ettirmiştir. Keykavus zamanında Sivas, başkent Konya’nın yanı sıra önemli bir siyasi ve kültürel merkezdir. Bu dönem Sultan Keykavus ile Amasya, Ereğli, Honaz, Simre, Kayseri, Maraş, Niğde, Sivas ve Tokat gibi yerleşimlerde yöneticilik yapan devlet adamları da çeşitli kentlerde inşa ettirdikleri yapılarla imar faaliyetlerine katkı sağlamışlardır. Kitabeleri ile günümüze ulaşan bu yapılar arasında Sinop ve Antalya iç kaleleri, Antalya-Korkuteli yolu üzerindeki Evdir Han, Sivas-Malatya yolu üzerindeki Malatya Hekim Han, Sivas I. İzzeddin Keykavus Darüşşifası ve Türbesi, Afşin Ashabı Kehf Ribatı, Konya’daki Alaeddin Camii, Hacı Ferruh ve Beşârebey mescitlerini sayabiliriz.
ALLAH mekanını CENNET eylesin...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?