Millet olarak felaketleri önceden görebilme yeteneğimiz çok kısıtlı.
Bize en büyük ihaneti tarımı katledip, hayvancılığı bitirerek yaptılar.
Yakın zamana kadar %60 köylü - %40 şehirli iken; bu oran %20 - %80 olarak yer değiştirdi.
Köyünde kendi halinde geçinip giden milyonlarca insan, şehirlerde işsizler ordusuna katıldı.
Birinci sınıf tarlalara tatil köyleri,
narenciye bahçelerine yazlık siteler,
kavun karpuz tarlalarında beton evler yaptık.
Tohum ıslahı diye yerli tohumu,
hayvan ıslahı diye Anadolu´nun binlerce yıllık dostu, yerli hayvan ırkını yok ettik.
40-50 yılda tamamlanan bu kıyımı ve çok daha fazlasını, ?Amerika´da yağmur yağmazsa bizde kıtlık olur? zanneden ve her telkini emir bilen ?manda? kafalı iktidarlar yaptı.
Toprak sadık yârimiz iken hiç aç ve açık kalmadık. Ama ne zaman ki, yar üstüne yar sevdik, hem aç hem açıkta kaldık.
Daha düne kadar Dünyada Kendi kendine yeten yedi ülkeden biri iken, sadece bakliyata gemiler dolusu döviz ödeyen bir ülkeyiz şimdi.
Tarlası olan, kimseye el açmaz.
Hayvanı olanın, dosta ihtiyacı olmaz.
En büyük bu iki gücümüzü kendi ellerimizle heder ettik, yok ettik.
Şimdi,
buğday tarlasına diktiğimiz apartmanların balkonlarından; Amerika ya hamasetle parmak sallarken,
Dünyanın Buğday deposu olan Amerika, bize kim bilir neresiyle gülüyordur. (H.M.)