Avrupa'nın; ilmini ve fennini getirsin diye, bu fakir milletin boğazından keserek tahsil için gönderdiklerimiz; eldivenli ellerinde baston, başlarında fötr şapka ve puro tüttüren ağızlarında Hürriyet, Adalet, Müsavat ve Meşveret diyerek döndüler.
Vatana hizmet için gönderilmişlerdi, satana hizmet etmeye memur oldular.
Avrupa'da okumuş olmanın tılsımlı payesiyle; olağanüstü yetkilerle donatılarak, Devletin en yüksek tepelerine getirilmişlerdi ama onlar her fırsatta;
Kendi milletini aşağılamaktan utanmadılar.
Dinlerini tahkir etmekten çekinmediler.
Dillerini bozmaktan ve sadece batıyı ve batılı taklit kabiliyetleriyle üstün birer maymun olmaktan ve maymunlaşmaktan ar etmediler.
İpleri; kökü dışarda sahiplerinin elinde oldu hep.
- Hürriyet dediler, yalnız kendileri hür oldular.
- Adalet dediler, hakkı, hukuku ve adaleti katlettiler.
- Müsavat dediler, seçkinci ve ceberrut birer jakoben oldular.
- Meşveret dediler, azatsız köleleri olan batılı efendilerinden başkasını dinlemediler.
Bu meşum mefhumları haykıra haykıra; iki milyon vatan evladını dağa, tepeye, çöl kumlarına düşürüp, devletler dolusu vatan toprağını kurda kuşa yem ettiler.
Dünyanın en siyasi padişahına iftira atmaktan utanmadılar.
Ona olan öfke ve kinlerinden, kendi elleriyle kendi okullarına İngiliz bayrağı çekecek kadar alçaldılar.
Hayran oldukları İngiliz'in elçilik faytonundaki atları çözüp yerine kendilerini beygir gibi koşulmak zilletiyle sarhoş oldular.
Kendi devletlerinin başkanına kurşun sıkan ermeni katilini alkışlayacak kadar rezilliğin ve pespayeliğin dibini buldular.
Ama asla utanmadılar, mahcup olmadılar ve geri durmadılar...
Zira oyun büyüktü ve iplerini tutanlarca; bu büyük oyunun küçük, aşağılık ve rezil birer piyonu yapılmaktan kurtulamadılar.
Vatanına, milletine ve devletine alenen ve aşikârâne ihaneti aşk, şevk ve vecdle yerine getirdiler...
Ve en sonunda;
Yüz binlerce vatan evladının kanıyla yoğrulan, milyonlarca kilometrekare vatan toprağını parça parça ettirdiler.
Milyonlarca insanın sürgününe, göz yaşına ve felaketlerine sebep oldular.
Kendileri de en sonunda; zelil birer maymun gibi geberip gittiler ama pis tohumlarını saçarak...
Belli ki; daha yüzyıllarca hep bu ihanetlerle imtihan olacağız...
Ama biz de bunları bile bile; dünya durdukça durası vatanımızda; tarihi tekerrür ettirir ve aynı oyunlara gelirsek, kanımız kurusun...