Bayram kendi gönlümüzden, başka gönüllere hicret etmektir. Şu bezdiğimiz kirli dünyaya başkaldırı, bir ara vermedir. Mevla´ya yükselme, insanlığa yeniden yücelmektir.
Bayramı bayram yapan ise sevendir, sevilendir...
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı var diyen, hatır, gönül, kadir, kıymet bilendir.
Gözleri yolda bekleyenleri, uzak yolları aşıp yakın edendir.
Sevinçlerde birleşip, hüzünleri eğleyendir...
Bayram hatırlamak, hatırlanmaktır, yalnızlığın çorbasını karıştırırken, yanına koşusan ´´ah/valin nedir´´ diye sorup soruşan, eğri oturup doğru konuşan, azıcıkta içindeki heyecanına karışan´´ sal çayıra mevlam kayırsın´´demektir..
Bayram aynı sofradaki gül/üşü, cüm/büşü canlandırmak, insan kalan hücrelerimize gönül pınarından can suyu akıtmaktır. İçimize, kimse geçmesin diye, bitirdiğimiz çalı dikenlerini temizleyip, sevginin gücüyle kurumuş dallarımızın yeniden çiçeğe durmasıdır...
Bayram, günler evvelinden tatlıyı tuzluyu hazır etmekse, çoluk çocukla küçük olup, büyükle büyümekse ve her bayram eski bayramları özlemekse, insan ancak hayatın farkına varır.
Fakat bayram en çok İsmail´ leri kesmemiz gerektiğinin farkındalığına varma zamanıdır. Nefsimize bir hançer saplayıp onu nefessiz bırakmaktır. Allah´ın sessiz kullarının bir ´´Bismillah´´ nidasına boynunu uzatması gibi teslimiyettir.
Ve bayram gönüllere köprüler kurmaktır, olanla olmayanın paylaşmasıdır. Biz insanlığa hicret edip benliği bırakıp, hiçliği bulunca o yokluğun, varlıktan güzel olduğunun farkına varma zamanıdır.
Varlığı ebedi olan, merhamet rahmet ve şefkat sahibi yüce Allah, kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarımızı yüce Rab´bim katına iletmemize vesile olan kurban bayramımızın, hayırlara dostluğa iyiliğe insanlığa ve GERÇEK KULLUĞA sebep olması temennisiyle...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?