"Medine´de hurma seçerken, Arap satıcı ile yarı Türkçe yarı Arapça muhabbet ettik.
Ayrılırken, sevgi ve hürmet yüklü bir sesle arkamızdan seslendi;
"O mübarek beldeye, İstanbul´a vardığınızda, benim için dua edin olur mu?"
Böyle anlatmıştı bir büyüğümüz. Yıllar önce, gözleri nemlenerek.
Biz unutsak da, unutturmaya çalışsalar da;
İstanbul sadece bir turistik şehir değil.
İstanbul sadece bir şehir değil.
İstanbul sadece İstanbul değil.
İstanbul İstanbul...
Hani diyor ya büyük şair;
"Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat..."
İstanbul,
Ayasofya olmasa da çok değerli.
Ama şüphe yok ki;
Zincirlerini kırmış Ayasofya ile eşsiz...