Son günlerde resmi dairelerde çalışan personele çift maaş uygulamasının sona ereceğinden söz ediliyor. Bu uygulama hatta yerel yönetimlerde de yapılmaktadır. Bu durum halkımız tarafından tepki ile karşılanan bir konudur. Yasal düzenleme ile İnşallah son bulacaktır.
Bu kamuoyunda rahatsız edici bir durum idi.
Asgari ücret, yapılan yeni zamların yetersizliği tartışılırken, ve ciddi bir rahatsızlık varken, bazı personelin çift maaş alması kabul edilemez.
Şimdi başka bir rahatsız edici durum ise, bankamatik memurlarıdır. Bu kanayan yara devam etmektedir.
Devletin bünyesinde, binlerce bankamatik memuru vardır. Dilim varmıyor, ama; ''O arkadaşlar da, yanlış anlamasınlar. Bizim derdimiz, o durumdaki arkadaşlarla değildir.'' O durumdaki insanlarımız, tabiri caizse; hiç, bir iş yapmadan; senelerdir maaşlarını alıp, oturdukları yerde memuriyete devam etmektedirler. Hatta, bazıları Devlet dairelerine hiç uğramamaktadırlar. Eğer, şöyle ciddi bir araştırma yapılır ise; bu durumdaki arkadaşların sayısı ve onlara ödenen paralar, dudak uçuklatır. Bu kangren haline dönüşmüş sorun; hiç görülmez. Görmemezlikten gelinir. Bütün idareciler, bu olayın farkındadırlar. Kimse; O meseleyi çözmeye yanaşmaz. Bu İnsanların iş gücünden yararlanmayı düşünmez. Yan gelip yatmaya devam gibi, bir durum söz konusudur.
Bazı kurumlarda ise, işyerine gelmeyen ama, o kurumun memuru, personeli gibi gözüken elemanlardan söz edilmektedir. Avantadan maaş da denebilir. Bu kabul edilemez bir gerçektir. Her ay bankamatikten düzenli olarak maaşını almaktadır.
Zamanında Kamu kuruluşlarının içerisinde istihdam edilmek üzere alınmış, bu personelin; şu andaki durumları düşündürücüdür. Devlet, bu kadar yükün altına neden sokulur? Çeşitli kurumlarda, bulunan bu durumdaki arkadaşlardan neden yararlanılmaz. Binaların değişik yerlerinde, değişik adlar, unvanlar verilerek; bir nevi ''kızak'' diye tarif edilen yerlerde, kendi hallerine terk edilmişlerdir. Devleti yönetenlerin; buna bir çözüm üretmeleri, gerekmektedir.
Bu konumdaki insanlardan neden yararlanılmaz? Eğer bunun için; yasal destek gerekli ise; neden çıkarılmaz? Gelişmekte olan bir ülke olarak; Bu lüks gibi görünen uygulamanın bedeli; Devlete neye mal olmaktadır. Hem o insanlara, hem onlara ödenen paralara yazık değil mi? Bugün, Devletin kuruşunu kurtarmanın hesabını yapan yetkililer; burada sorumsuzca harcanan kadroları, boşa geçen zamanı, çalışmadan ödenen paraları, neden görmezden gelirler?
Bu harcamalar, personel giderleri tasarruf tedbirleri içerisinde değerlendirilemez mi?
Yapılan uygulama ne kadar doğrudur, bilemem. Ortada bir gerçek vardır. Binlerce insan; çalışmadan, başka bir deyişle; Bulundukları kuruma iş açısından, katkı vermeden; maaşlarını almaktadırlar. Bu durumdan haberdar olan, yönetenler ise; bunlar ne yapıyor? Biz bu arkadaşlardan, neden yararlanamıyoruz? Yönetim olarak; bunlardan nasıl istifade ederiz? Gibi düşünceler, her halde akıllarından geçmiyor. Onlar da bu durumlardan haberleri olmalarına rağmen; bir çözüm önerisi sunmuyorlar.
Sonuçta, bu kanayan yaranın tedavi edilmesi gerekir. Gerekirse; tüm Devlet personel yasası, yönetmeliği; en başından tekrar gözden geçirilmelidir. Bu tür yanlışların önüne geçilmelidir. Devlet ve Millet olarak; bu yükü hem madden hem manen taşıyamayız. Ağır bir yüktür... Sonuçta; ÜLKE insanın yaklaşık yüzde onu işsiz durumdadır. Bu gerçeği bilerek; iş hayatına katkı vermeden, bankamatik memurluğu yapan insanlara ödenen paraların, vebalini kim taşıyacaktır? Sorun ortada, çözüm beklemektedir...
Bu tür uygulamaların kaldırılması için; gerekli çalışmaların yapılarak hayata geçirilmesi şarttır. Gerekirse; Devletin bir kurumu; bu konuda görevlendirilerek; insanlarımızı iş hayatının içerisinde; aktif hale getirmek zorundadır. Aynı zamanda, bu bir vebaldir. Gerekli yasal alt yapının oluşması sağlanmalıdır. Her insan, konumuna ve kadrosuna göre; değerlendirilmelidir.
Yapılacak ciddi ve kalıcı çalışmalarla; bu sorunun çözülmesi gerekir. Yeri geldiği zaman; kadromuz yoktur, Personel sayımız yeteri kadar değildir, diyerek; Şikayette bulunan tüm yetkililere sormak lazım; Bu tür kadroları işgal eden; insanlarımızdan yararlanmayı düşünmüyor musunuz? İşte personel, işte kadro, işte insan gücü... Eğer yasal bir engel var ise; o yasal engeline; çözüm yeri sizlersiniz. Şikayetçi olmaya hakkınız, yoktur. Yok, eğer bu durumdan memnun iseniz; vebaldesiniz, sorumluluğunuz vardır. Zaman, zaman sözünü ettiğiniz; '' yetimin hakkını'' hatırlatmak isterim.
Ülkemizin, bu tür yanlışlıklara tahammülü, yoktur. Hem Ülkeye, hem insana yazıktır.
İşte size var olan sıkıntılı bir durumun özetini sundum. Gerçek tasarruf tedbiri olarak ortada durmaktadır. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekir. Hem insan gücü değerlendirilmiş olur. Hem maddi kaybın önüne geçilir...