Bir gün Hz. Ali´nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe´den, bir Arap, devesiyle Şam´a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
- Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş, Küfe´den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye´ye yansımış.
Halk meydanda toplanmış... Muaviye, Küfe´den gelenle Şam´da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
- Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
- Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
- Şamlınındır!
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:
- Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe´ye dönünce gördüklerini Ali´ye anlat ve de ki: "Ey Ali, Muaviye´nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!"
Pek çok kişinin bildiği bir hikayedir bu. Olaya nerden baktığımız da önemlidir elbette. İnsanoğlu özgün olmadıkça, kendi olmadıkça varlığının bir kıymeti kalmaz. İnandığımız, peşinden gittiğimiz şeylere körü körüne bağlanmak gerekmez. Hayatta insanların doğruları olmalıdır. Ki zaten insanoğlunun varlık ve yaratılış esaslarından bir tanesi de doğru ve dik olmak üzerinedir. Peki doğru kime göre olmalıdır? Çıkarlarımıza göre mi yoksa Hak için mi? Elbette Hak için olmalıdır. Sorgulamamız gereken bizde var olan doğru kavramı. Doğrular herkese göre değişir ve herkesin kendi doğruları vardır. Peki stabil olan, değiştirilemeyecek olan doğrular... İnsanlar menfaat ve çıkarları doğrultusunda eğildiği sürece ´Elif´ gibi dimdik olamaz. Bir kez eğildikten sonra kambur olursunuz. Bir daha da asla doğrulamazsınız. İnsanın omurgası bozulduktan sonra düzeltmek mümkün değildir. Dün doğru dediğinize bugün birileri yanlış dedi diye sizde yanlış diyorsanız oturup düşünmek gerekir. İnsanların düşünceleri değişmez mi? Elbette değişir. Ancak bu durumda nasıl değiştiği mühimdir. Hak yolda olmayan doğrunun doğruluğundan şüphe etmek gerekir. Zaten Hak yolda olmayan bir doğrunun olması da söz konusu değildir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?