Aralarında nasıl bir ihtilaf olursa olsun;
Bir milleti büyük sevinçler ve büyük üzüntüler birleştirir, yakınlaştırır. Daha doğrusu birleştirmesi lazım gelir.
En azından yakın zamana kadar, kahir ekseriyetiyle öyle olmuştur.
Öyle derin bir bölünme yaşıyoruz ki dostlar!
Ne yüzyıllık rüyaların gerçek olmasına birlikte seviniyor ne de yüz yıla sığmayacak acılara birlikte üzülüyoruz.
Düşünebiliyor musunuz?
Ülkenin diğer yarısının,
- İnansız hava aracı üretimde Dünya birincisi olmamız, umurlarında değil.
- Olmaz, olamaz, yapamazsınız, yapamayacaksınız denilen yerli otomobil, satışa çıkmasına rağmen inanmıyorlar.
- Dünyanın ilk insansız savaş uçağı yaptık, tınmadılar.
- Jet Uçak motoru yaptık, dudak büktüler.
- İnsanlı savaş uçağı yaptık alay ettiler.
- Helikopter yaptık dil çıkardılar
- Hürkuş'u yeniden havalandırdık güldüler...
Tüm bunlara hadi eyvallah da;
Önceki günlerde, belki bunların tamamından daha önemli bir rüya daha gerçek oldu da ona dahi sevinmediler.
Yüreğinde zerre kadar vatan sevgisi olan herkesi, sevinçten zıplatacak bu gelişme, BOR işleme fabrikası idi.
Düşünebiliyor musunuz?
Şimdiye kadar, vagon vagon BOR satıp, aldığının bin katını geri ödeyerek kilo kilo, bor katkılı üstün teknoloji ürünlerini artık biz yapacağız.
Buna sevinilmez mi?
Sevinmiyorlar...
Bizim yaptığımız bor işleme tesisinden ise kendi yaptıkları (affedersiniz) B..K işleme tesisi daha çok ilgilerini çekiyor.
Memleket büyüklüğündeki koskoca Anadolu topraklarını, elbirliğiyle; adeta bir tarafı gülerken diğer tarafı ağlayan, felçli bir bedene döndürdük.
Büyük acılar dahi birleştirmiyor demiştik ya.
11 vilayet çöktü.
13 milyon insan taş devrine döndü.
Tarihimizin en büyük felaketine maruz kaldık…
Ama buna dahi birlikte ağlayamadık.
Büyük sevinçler yakınlaştırmıyor, binlerce insanımızın toprak olması bile bizi birleştiriyorsa, gayrı kıyamet kopsa birleşmeyiz artık.
Zaten kıyamet de;
Böyle bir milletin üstüne kopmayacak da neyin üstüne kopacak değil mi?...