<p>"Kültürümüzü Yaktılar Bizim... </p><p>Bakın bunu bana Ahmet Kutsi TECER de anlattı, Aşık Veysel de.</p><p>İkisi de yakın dostumdu. </p><p>Paris'ten dönünce Ahmet Kutsi'yi Sivas'a Maarif Müdürü yapmışlar. O şöyle anlattı:</p><p>"Bir gün Sivas'ta Halk Şairleri toplantısı yapmak istedim ve tüm aşıkları Sivas'ta topladım. </p><p>Aşık Veysel diye biri var dediler. Mustafa Kemal için de şiirler yazmış. Adam gönderdim gelmiyor, kaçıyor. </p><p>Belediye Başkanını aradım. Jandarmaya yakalatıp getirdiler Veysel'i. </p><p>Genç gariban bir adam. Gözleri âmâ. </p><p>Senin sazın nerde dedim. </p><p>Saz olmaz beyim gözünü seveyim. Hem sen nesin, kimsin beyim. Beni niye getirttin dedi.</p><p>Veysel ben İl Maarif Müdürüyüm. Şairler ve Ozanlar Haftası yapıyorum. Ama senin sazın olmazsa olmaz. Sazın niye yok, niye getirmedin sen onu söyle.</p><p>“Beyim ne zaman elimde saz ile şehre insem başıma gelmeyen kalmadı. Beni karakola götürdü, bir iyice dayak attılar. Sazımı da ya kırdılar ya da yaktılar. Saz gericilikmiş ben de gericiymişim beyim. </p><p>Ve bu iş öyle bir iki kez de değil, tam beş kez başıma geldi. Beşinde de bir araba dayak yedim” dedi.</p><p>Düşünebiliyor musunuz?</p><p>Hem sazı gericilik sayıyor hem de âmâ bir adama bir araba dayak atıyorlar..."</p><p> </p><p>(Yaşar KEMAL)</p>