Bugün yabancı bir kalem, yırtık bir sayfa gibiyim.Harflerim kıyama kalkmış ama kelam mürekkebin dibinde can vermiş...
Şaşırıp kalıyorum artık, hiçbir´´öz´´ ve hiçbir´´ söz´´ kimsenin yüreğine değmiyor.Bakıyoruz, seyrediyoruz, okuyoruz...Zalim mazlumun etini koparıp yerken biz dünyalık dertlerle uğraşıyoruz.Ümmet paramparça, zulüm müslümanın üstünde kılıç gibi sallanırken, susmuş dünya!
Susmuş derken, gece körlüğüne bürünmüş müslümandan bahsediyorum.Safını kaybetmiş, safsızlardan bahsediyorum.Önce kendi yarana vurda neşteri irini akıt.Hiç gördün mü düşmanın merhamet ettiğini?Bir/lik olup kendi yaramızı saramıyorsak, düşmandan nasıl bekleriz ki yaramıza merhem sürmesini?
Mahşer günü bizde mahcup olacakken, bu suskunluğun manası ne ki?Yiğit olup, yarenlik edeceğimize, bu haramilik bizim yola düşer mi?Oturup seyrediyoruz, herkes kınarsa biz de kınıyoruz...Kınanacak duruma düşmeden önce, düşlerimizi başkasının yazmasına neden izin veriyoruz.Sabır taşı çoktan çatladı,şu yük olan dünya sevgimizi sırtımızdan atıp, neden Allah´a dayanmıyoruz.
Koyunluğun alemi yok, koyun idrak edebilseydi, kendini kurttan bozma köpeğin koruduğunu hiç kendini emanet eder miydi? Deve yolu bilse kendini, eşeğe çektirmezdi.YETER de, eşeğe, köpeğe aldandım deme! Allah´ın sana çizdiği nurlu yola gir, zira Dünya karanlık bir mezbelelik...
Dur demeyle değil durdurmakla yükümlüdür her müslüman. Dayanmıyor yürek artık ´´kalkın´´ safları sıklaştırın.Sahabe gibi az muzaffer gönüllü olun, ateşi sadece kendi önünüze çekip ısınmayın,tüm ümmet için ateş olup yanın.
İnanmışsak gerçekten, zafer Allah´ın, sefer müminindir.Hadi sus be kalem, insan arif olsaydı fazla söze ne hacetti ki!....Arife tarif ne haddime, suçulisan ettiysem affola...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?