Son günlerde, bir mağdur olma olayı, aldı başını gidiyor...
Kim mağdur, kim değil? Belli değil...
Ben kimin mağdur olup, olmadığını bilemem, ancak geçmiş dönemde; yaşanmış mağdur olma, perişan olma; durumlarını bir hatırlatayım, dedim.
Geçmişte bizim içimizden bile, bazı arkadaşların tekerleme haline gelmiş olan, şu cümleyi çok yürekten söylediklerini, biliyorum.´´ CANIM, BU ADAMLAR, EĞİTİM İŞİNİ BİLİYOR, BUNLARIN YAPTIKLARINI DEVLET BİLE, YAPAMIYOR.´´ Bu cümleyi söyleyenler, şimdi kendi aldanmışlıklarına yanar mı? bilmem. Amma, bizim gibi, bu cümlenin muhatabı olmuş, binlerce arkadaşım, Suratlarına bir şamar gibi inen, bu Cümleyi, mutlaka hatırlıyordur.
Evet, adamlar, bir devletin yapmadığını yaptılar!!! Anlayabildiniz mi? Anlayacak akıl, fikir ve görüşünüz varsa...
Evet, bu adamlar bu işi, çok iyi biliyorlardı. Örneğin zengin bir adamı nasıl, sömüreceklerini iyi biliyorlardı. Devlet okullarında; zar, zor sınıfını geçen çocuğu onların okullarında; sınıf birincisi oluyordu. Öyle ya, babasının paralarını sömürme zamanı idi. Bu işi iyi biliyorlardı...
Zengin ve sömürülecek olan adamların karşısında; yalakalık yapmayı iyi biliyorlardı. İşi bittikten sonra; bir kenara atmayı da; iyi biliyorlardı. Kurban paralarını çalmayı, KPSS de, ÖSYM de soru çalmayı, iyi biliyorlardı. Şantajı, tehdit etmeyi iyi biliyorlardı. Makam vermeyi, makamdan almayı, iyi biliyorlardı. Hatta, siyasi partilere sızmayı, iyi biliyorlardı. Şu an bile; siyasi partilerde yapılanmayı, iyi biliyorlar. Çünkü, Geçmiş zamanda; okullarında her tür insanın çocuğunu aldılar; bir potada erittiler...
Hiç kendisinden yararlanamayacağına inandıkları fakir öğrencileri, ücretsiz olarak dershanelerine almadılar, okullarında okutmadılar. Dershaneler; para basma yerleriydi. Reklamlarını da; haksız olarak kazandıkları başarılarla, taçlandırdılar. Okulların en başarılı öğrencilerini elde etmek için; her metodu kullandılar. En acısı; bu olumsuz tablo ortaya çıktıktan sonra; Bir nesli ve geleceğini, Devletine yararlı olacak, bazı süper beyinleri; bitirdiler, yok ettiler, Vatanına düşman ettiler...
Bunlar, okullarındaki öğrencilerine fazlaca notlar verilerek, başarılı gibi, gözükmesini iyi biliyorlardı. Çünkü, okul ve öğrenci başarıları; ÖSYM puanına katkı, demekti. Ayrıca, istedikleri , yararlanacaklarına inandıkları öğrencileri; istedikleri okullara yerleştiriyorlardı.( Mahkeme İddianameleri böyle söylüyor) Puanlara müdahele edilerek, başarı oranını yükseltiliyordu. Öyle ya; Veli için de; önemli olan bu idi. Çocuğunun başarılı olması... Başarı gelsin de; nasıl gelirse, gelsin... Sıradan adamlar; KPSS sınavında, yüzde yüz başarılı oldu. Onlar için; hedefe giden her yol, mübahtı...
Bu adamlar, her sınav öncesi öğrencileri kamp adı altında; çalışmalara alarak; asıl amaçlarına yarayacak, yaramayacak olan çocukları; ayırt ediyorlardı. Yaramayacak çocukları, dışlıyorlardı. Üstelik, başarılı olmayacağını bildikleri ve durumlarının iyi olduğuna inandıkları çocukları, motive ederek; kendi kurslarına tekrar, tekrar kayıt ediyorlar. Hem parasından yaralanıyorlardı, hem de; bir umut belki bizim elemanımız olur, diye bekliyorlardı. O gençler, bir umutla senelerce onların kurslarının yolunu aşındırıyorlardı.
Haaa, unutmadan söyleyelim. Öğrenci velileri bu durumdan çok hoşnut idiler. Öyle ya çocukları okullar kazanıyorlardı. Üstelik ceplerinden kuruş çıkmıyordu. Oğlunun, kızının başarılarını; ballandıra, ballandıra anlatıyorlardı. Bütün bunlar olurken; çocuğunun bağlı olduğu yapılanma; Birilerinin hakkını gasp ediyormuş, haksızlıkla birilerini okullara kayıt yaptırıyorlarmış, Hakkı olmadığı halde devlet memuru oluyorlarmış, yarışta olduğu öğrencilerin önüne;´´ çalarak, çırparak, hırsızlık ederek,´´ geçiyorlarmış; önemli değil. O hakkı elinden alınanlar, o zaman mağdur olmuyorlar da; şimdi hak etmedikleri yerlere gelenler, hak etmedikleri okulları bitirenler mi; mağdur oluyor? O mazlumların ahı, yerde kalacak mı sandınız? Çocuğunuzdan kat be kat başarılı olmasına rağmen; açıkta kalan insanlar, mağdur değiller miydi? Neden O mazlum insanların hakkını aramadınız? Onlar için, bir göz yaşı dökmediniz? Şimdi mağdur edebiyatı yapıyorsunuz, neden?
28 Şubat döneminde, okuldan atılan gençler, yerlerde sürüklenen baş örtülü çocuklar, memuriyetten atılan insanlar, Sürgüne gönderilen memurlar, mağdur değiller miydi? Neden onların durumuna en azından kafa yormadınız? İHL ler kapatılırken, KURAN okuma yaşı 12 ye çıkarılırken, ne oluyor? diye sormak aklınıza gelmedi.
İHL´ lerin kapatılması ile; malum yapılanmanın okullarının önünün nasıl açıldığını görmediniz mi? Böylece mütedeyyin insanların gençleri; bir nevi ocaklarına düşmüş oldu. Ancak, siz fark edemediniz... Yahut, çocuğunuzun istikbaline zarar olmadığı, hatta yararına olduğu için; olanları seyrettiniz... Binlerce masumun göz yaşı sizi, hiç ilgilendirmedi. Gazeteci Alper Tanın ifadesi ile; sayıları yüzlerle ifade edilen insanımızı kaybettik, hapislere mahkum ettik. Ama, nedense; onlar sizi hiç ilgilendirmedi... Siz, o zaman başka dünyalarda yaşıyordunuz... Çocuklarınızın kep atma törenlerinde; kahkahalara eğleniyordunuz ... Evet acı ama gerçek, Bir tarafta göz yaşı, mağduriyet, atılma, fişlenme, soruşturma, kapatılma, eylemleri olurken; siz sahte başarıların keyfini yaşıyordunuz...
Ve bir emir geliyordu.´´ Başınızı açınız´´ ´´içki içebilirsiniz´´ ´´Namaz kılmayınız´´ Kimdi bu emri veren, Yüce Yaratıcının emrine muhalefet eden, düşünmediniz...
Olmadı, canım kardeşim olmadı...
Biz o günlerde de; sizlerin en azından acı duyan insanların, neden acı duyduklarını; merak etmenizi beklerdik...
Üstelik, Darbeyi yapan, yahut destekleyen insanların, yakınları; kamuoyunda öyle bir algı operasyonu yapıyorlar ki; sormayın gitsin...
Duyanların ağzı açık kalır. Sanki, adamlar, cennetten gelmiş... EY GAFİLLER´ BU VATAN toprağı için canını verenlerin, canını kim aldı? Benim çocuğum masum diyen adam? senin çocuğun okuduğu okulu, hakkıyla mı kazandı? işgal ettiği makamı hakkıyla mı kazandı? Ben çocuğumu onlara teslim ettim, derken teslim ettiğin adamlar; çocuğunu bedava okutup, sana hiç maddi yük getirmezken, bunları; babalarının hayrına mı yaptılar... Ohh, Ohh, hiç bir masraf yapmadan çocuğumu okutuyorlar, diye böbürlendiğin günleri hatırla!!! Hiç mi, neler oluyor, diye düşünmediniz? Çocuğunu emanet ettiğin adamları, hiç mi merak etmedin? Senin çocuğundan daha başarılı olan insanların, senin çocuğundan daha düşük okullara gitmesi, daha düşük makamlar elde etmesi, seni hiç düşündürmedi mi?
MAZLUMUN AHI İLE, ALLAHIN arasında perde yoktur, ilahi mesajını hiç duymadın mı? Şimdi çıkmış ağlayarak, suça direkt, yahut destek amaçlı, eylem yapan oğlunun, kızının durumunu anlatıyorsun... Şimdi cezasını çekmesine üzülüyorsun!!! Ya yıllarca hakkı yenen, önü kesilen, makamı çalınan insanların, aileleri ne yapsınlar? onlar utançlarından ağlayamadılar ise; bu bir erdemdir... Sen de insan ol, erdemli ol... Çocuğun bal, börek içerisinde, krallar gibi, hayatını devam ettirirken, var olan neşeli halin, şimdi neden hüzne dönüştü?
ALLAH mazlumların hakkını yerde koymaz... Böyle biline... Unutsanız da; bir gün size gerçek olarak, geri döner ve hatırlatır...
Gereksiz mağduriyet edebiyatı yaparken bile; bir an, mağdur olup, olmadığınızın; değerlendirilmesini yapmanızı bekliyoruz. Anlamsız beddualarınız, eğer haksız iseniz; size misli ile, geri döner...
Atalarımız, ayet mealine dayanan, şu anlamlı sözü ne kadar güzel söylemişler. Hatırlatalım.´´ALMA MAZLUMUN AHINI, ÇIKAR AHESTE, AHESTE...´´
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?