Maraşlı Orhan dede, 10 yıl önce kaybettiği karısının 15 km. uzaktaki mezarını her gün ziyaret edip, onunla sohbet ediyor ve dualar okuyup dönüyormuş.
Yaşı 83, bir ayağı aksıyor ama ayağını çeke çeke hem de yürüyerek her gün ziyaret ediyor.
Virüs yasağı kalktığında da ilk işi hemen mezarlığa koşmak olmuş. "Kusura bakma hanım yasaktı gelemedim. Seni çok özledim, beni affet" diye gözyaşı döküyor.
50 yıl boyunca birbirlerini incitmediklerini ve onu halen çok sevdiğini söyleyen Orhan dede;
"Diyarbakır´a pamuk sulamaya giderdim. Bir gün hafif bir rüzgâr esti. Hanımın kokusunu hissettim ve olduğum yere düşmüşüm. Meğerse aynısı o sırada hanıma da olmuş" diyor.
Böylesine yüksek, böylesine bedii bir sevgi Dünyada ancak bu topraklarda ve ancak Anadolu insanında olur
Bu coğrafyada daha nice hikayeler var buna benzer.
İnsanımızın bu yüksek ruhunu bayraklaştırarak; diriltip özendirmek gerekirken;
Batının hasta ruhlu kadın ve erkeğiyle kendisininkini bir tutup; onlarla birlikte güya ortak çareler arayıp, dayattıkları Uluslararası sözleşmelerle, su yerine gaz içirenler:
- Allah size feraset versin
- Allah gözünüzü, gönlünüzü ve feryatlara sağır kulaklarınızı açsın
- Allah; iki sevgiliyi birbirine düşürerek; kadını, alçalmada sınırları zorlayan, erkeği de canavarlaştıran felaketi görecek idrak ve izan versin.
- Yaptığınız bu kötülük gafletten ise uyanma şuuru versin. Yok ihanetten ise yaşattıklarınızın bin mislini sizlere de yaşatsın...