Milli Eğitim Bakanlığının okulları neden başarılı olmuyor? Diye soruyorlar... Cevap basit: TV' ler sabahtan akşama kadar nasıl bedavadan hayat kazanılır, insanlara nasıl eziyet edileceğinin reklamını yaparak, yalanın, iftiranın, kapı dinlemenin, sahtekarlığın normal bir davranış olduğunu özendirerek, ballandıra, ballandıra anlatıyorlar...
Öğrenmede önemli unsurlardan biri görerek öğrenmedir. Geçen yıllarda bu uzaktan eğitim ile hayat buldu.
Yani bir şeyi kitle iletişim araçları ile de daha kolay öğreniyoruz.
HER TÜRLÜ olumsuzluğun, şiddetin, zora başvurmanın, insan hayatını hiçe saymanın reklamını yapıyorlar... Mafyayı özendirerek, hırsızlığı, arsızlığı özendirerek, BEDAVADAN BİR HAYATIN reklamını yapıyorlar.
Çocuklar ise, oyun dünyasının esiridirler... Orada da yeteri kadar denetim yapılmıyor.
Kimileri ise, tüm dünyayı kadın erkek ilişkilerinden ibaret sanarak, başka bir dünyayı kurguluyorlar... Çocuk denecek yaştaki gençleri bile, kadın erkek ilişkileri açısından sakıncalı davranışlara yönlendiriyorlar. Bunun reklamını yapıyorlar. Lgbt, gibi dayatmalar da işin fazlalığı...
Bütün bu dizilerde iyi insanlar hep kaybederken kötü insanlar bir basit olayla iyi insanları iptal ediyorlar... İşin ilginç yanı tüm bu olanlara hakim güç olan, Devlet adamları da senaryo gereği, seyirci kalıyor, alet oluyor... İyi örnekleri sunan, iyi insanların rol model olarak tanıtıldığı, güzel aile ilişkilerinin özendirildiği sunumlara hasretiz. Bu tür yayınların etkili olacağını adımız gibi biliyoruz. Hem
Aileye, hem gençlere, hem eğitime yardımcı olacak yayınlar olmalıdır. Burada kurumlar arsı birliktelik devreye girmelidir. Bir dayanışma örneği sergilemelidirler. Söz konusu olan geleceğin neslidir...
Bu olumsuz yayınlarda, bir anlamda Devlete güven olmayacağının, Devletin Mafya karşısında güçsüz olacağının reklamı yapılıyor... Hal böyle olunca; okullar nasıl başarılı olsun? Nasıl çocuklar uyuşturucudan uzak kalsın? Gençler suçluluğa teşvik ediliyor.
Sabahtan akşama kadar TV’lerde iyi ya da kötü reklamı yapılıyor...
UNUTMAYALIM Devlet eli ile ikram edilen interneti ne kadar denetliyoruz? Gençler için ne kadar kontrol edebiliyoruz? O alanın bazen ne kadar tehlikeli bir alan olduğunu söylememize gerek var mıdır?
Bu gençleri bu tehlikelerden koruyacak koruma kalkanımız var mı? Hangi değer yargıları ile bu gençleri; VATAN, MİLLET, DİN, DEVLET, gibi kavramlar ile donattık. Hangi ahlaki kavramlarla yetiştirdik. Kendilerini nasıl koruma altına alsınlar...
EVET SAYIN BAKAN SORUN ORTADA!
ÇÖZÜMLER ONA GÖRE DÜŞÜNÜLMELİDİR