Bir sokak röportajı yapılıyor.
Spiker kız:
- Mısır piramitlerinin Türkiye den kaçırıldığı ortaya çıkmış. Bu konuda ne söylemek istersiniz diye soruyor.
Mikrofon uzatılan ve tamamına yakını mektep medrese görmüş olması gereken 20- 40 yaşları civarında onlarca insandan, bir tane aklı başında cevap veren yok.
- Ben yurt dışında yaşıyorum fikrim yok diyen mi ararsınız
- Bir düşüneyim... eee düşündüm evet iyi olmamış, diyen mi
Yoksa:
- Niye kaçırıyorlar ki ayıp yani, kaçırmasınlar ya, diyen mi?
seyredeni acı acı güldüren onlarca cevap.
Hele biri var ki Tarih öğretmeni imiş.
Evet yanlış okumadınız. Öğretmenmiş, hem de tarih öğretmeni.
Kanunların yetersizliğinden, gümrüklerin güvensizliğinden dem vurunca spiker kız dayanamayıp;
- Sizce nasıl kaçırılmış olabilir, nasıl mümkün olmuştur diye soruyor.
Süsü püsü, endamı forsu yerinde öğretmenimiz: kendinden emin,
- Gemi ile kaçırmışlardır, diyor.
Çok manidar bir durum.
Bu Millet ya aklını kullanmayı bilmiyor, ya da okullarda aklımızı alıyorlar.
İkisi de dehşet verici.
Aklını kullanamayan insanın:
- Ne Dini oluyor
- Ne Ahlakı oluyor
- Ne fikri oluyor.
- Ne mefkuresi
- Ne de bir ideali oluyor.
Sadece;
bilgisi olmadan fikri oluyor.
Muhakeme, mülahaza etmeden hüküm veriyor.
Her denilene inanıyor, ya da ölümüne karşı çıkıyor.
Tuttuğuna tapıyor, muhalife düşman kesiliyor
vs, vs, vs
Hasılı dostlar, Üstadın dediği gibi:
" Bıçak soksan gölgeme, sıcacık kanım damlar.
Gir de bir bak Ülkeme; başsız başsız adamlar" ( H.M)