Bu kadar büyük acıların yaşandığı ve sorunların olduğu bir dünyada "mutlu olmak" gerçekten önemli midir? Mutlu olmaya çalışmak bencillik değil midir? Mutluluğun bireysel ya da toplumsal açıdan faydaları söz konusu mudur? Peki, mutsuz olmanın faydalı bir getirisi var mıdır? Daha da ötesi, mutlu olmak zorunda mıyız?
Mutluluk her zaman istediğini, keyif aldığını yapmak değildir? Risk almaktır, bilinmeyene koşmaktır, kalbinin hızlı atmasına izin vermektir. Sıradan hayatların içine sıra dışı anlar taşımaktır. Modern çağda mutlu olmak efsanelerde ölümsüzlük iksirine sahip olmak gibi bir şey. Birçoğumuz mutlu olmak için daha çok para kazanmak, daha ileri mevkilere gelmek, daha eğitimli olmak istiyoruz. Çocuklarımız olduğunda aynı döngü onlar için geçerli oluyor, birçok idealimiz onlara gene onların mutlu olması için geçiyor. Biz modern insanlar olarak dünya genelinde 70-80 olan ortalama ömrü en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz.
Mutlu olmaya aslında alışkanlıklarımız ve seçimlerimizi doğru yöneterek ulaşılabiliriz. İşteki davranışlarımız, arkadaşlarımız ve ailemizle olan ilişkilerimiz, hayatımız ile ilgili önemli kararlar kendimizi iyi hissetmemiz açısından büyük rol oynamakta. Mutluluk üzerine yapılan son çalışmalara göre, kendimizi belirsizlik içinde, rahatsız hatta bir nebze suçlu hissettiğimiz anlar yaşamımızda en çok aklımızda kalan ve en çok keyif aldığımız zamanlarla iç içe. Bu saptamanın sonucunda, mutlu insanların alışkanlıkları kıran, rahatlarını bozmaya, riske girmeye çekinmeyen insanlar olduğunu görüyoruz.
Hayat sadece yapılacaklar ve katı hedeflerden ibaret olmamalı ancak insanın kendini şımartması da belli sınırlarla limitlenmeli. Eğer sadece sevdiğiniz aktivitelerle hayatınızı doldurursanız, o aktivitelerin keyfini tam anlamıyla çıkamazsınız, gündelik uğraşlar haline getirirsiniz. Örneğin, sıkı bir iş yaşamının ortasında kendinize bir saat ayırıp alışveriş yapmanız tüm gün vitrin bakmaktan daha büyük keyif verecektir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?