Paket geciktiği için öldürülen kargocu.
Yol vermedi bahanesiyle kurşunlanan sürücü.
Rapor vermedi diye bıçaklanan doktor.
Düşük not verdiğinde öldüresiye dövülen öğretmen.
Mahkûmiyet kararı sonrası, pusu kurulan hakim
İcraya verdi diye katledilen Avukat.
Planı geç çizdin diye bürosu yakılan mimar
İstediği tadilatı yapmadığı için tehdit edilen mühendis.
Alacağını istedi diye dükkanı yakılan esnaf.
Makamında rehin alınan Belediye Başkanı.
Ezan okurken saldırıya uğrayan İmam.
İşini yaparken kafası yarılan temizlikçi
vs. vs. vs.
Farkında mısınız?
Hiç birimiz güvende değiliz.
Her birimiz, beş dakika sonra bir manyağın kurbanı olabiliriz.
Dün; tek gidişli ara sokakta, karşıdan gelen beş aracın hangi birini uyarayım şaştım kaldım.
Hem biliyorum ki, kendilerini haklı çıkarıp belki kavga da edecekler.
Girilmez tabelasına rağmen giren kendileri pişkin pişkin sırıtırken, dar sokakta dakikalarca geri geri manevralarla yol veren ben oldum.
Bunlar niye oluyor biliyor musunuz?
Bu millet Allah’tan korkar, kuldan utanırdı.
Allah’tan korkmayan da, devletten korkardı.
Şimdi ne Allah’tan korkuyorlar, ne de devletten.
Utanma mı?
O zaten çoktan çıktı lügatımızdan.
Binlerce yıllık müktesebatından vazgeçip;
Üstüne oturduğu hazineyi bir pula satan,
Din ile dindar ile kavga eden.
Alimi ulemayı itibarsızlaştıran,
Hocayı, öğretmeni değersizleştirip, talebenin ayağının altına veren,
Kadının elinden analık yüceliğini alıp, sokaklarda pespayeleştiren,
Batı batı diye diye, "Batıl" olup pusulasını şaşıran bir toplumun sancıları bunlar...
Bu sancı öyle bir doğuma sebep olacak ki,