Ülkemizin güney sınırımızı güvenli bölge oluşturmak için, başlatmış olduğu mücadele devam ediyor. Orada o güvenli sınır oluşturulmadan, bizim Ülke içinde rahat olmamız mümkün değildir. Çünkü mücadele verilen yer, konum olarak her zaman tehlikeye açık ve değişik silahlı güçlerin hakimiyet alanı oluşturmak için gayret gösterdikleri bir alandır. O nedenle tabiri caiz ise, yol geçen hanı olmaktan kurtarılmalıdır.
Terör olayları tırmanırken, bölgede güvenlik güçlerinin gösterdiği olağanüstü çaba ve gayreti hafife almamak gerekir. Çünkü olaya böyle bakmak orada canlarını ortaya koyarak bu görevi yapmaya çalışan insanların şevklerini, azimlerini kırmaktan başka bir şeye yaramaz. Hadiseler gösteriyor ki; terör elemanları da büyük kayıplar vermektedirler. Bu mücadele başlayalı beri belki de en büyük kayıplarını veriyorlar. Ortada bu kadar önemli bir olaylar varken birilerinin oturdukları yerden kahvelerini yudumlayarak yaptıkları olumsuz değerlendirmeleri ibretle izliyoruz.
Bölge insanının da artık bu olayları destekleyenlere karşı, yavaş, yavaş tavırlarını ortaya koymaları, her şeyi ile yanında olan Devletin güvenlik güçlerine yardım etmelerinin zamanı geldi ve geçiyor, mantığı ile çaba sarf etmeleri lazımdır. Senelerdir sindirilerek, ezilerek hatta onlara destek verilerek yaptıkları dolaylı yardımlardan vazgeçmeleri lazımdır. Kısacası taraflarını belli etmelidirler. Devletin kendilerine getirdiklerine karşılık, terör örgütünün kendilerinden neler götürdüğünün hesabı yapmaları lazımdır. Belki gösterilecek biraz cesaret, kendilerine öz güvenlerini getirecek, böylece terör örgütü bölgede taraftar ve lojistik destek bulma konusunda sıkıntıya düşecektir.
Terör örgütünün amacı bellidir. Kendilerine göre bu amaca ulaşmak için her yolu doğal görmektedirler. Bu doğal ortamda insanların ölmesi, yaralanması, ortalığın toz duman olması pek umurlarında değildir. Halkımızın bu konuda olan duyarlılığının ve sabırlı duruşunun devam etmesi gerekmektedir. Etrafımızda olabilecek en basit olumsuz hareketleri ve olağan dışı, durumları güvenlik güçlerine bildirmenin gereğini unutmamamız gerekir.
Vatanımız bulunduğu konum itibariyle, hem coğrafi konum açısından hem Dünya siyaseti ve politikası açısından hiç de vazgeçilmeyecek bir durumdadır. Hangi Devlet açısından bakarsanız bakın göz ardı edilemez. Bu kadar öneme haiz olan bir yerin rahat bırakılmaması da gayet doğaldır. Halkımız bu şuurla olayları değerlendirmeli ve sakin, soğukkanlı olma durumunu korumalıdır.
Bugün bulunduğumuz coğrafya yıllardır hep diken üstündedir. Hep kan, gözyaşı, barut kokusu, çaresizlik, yıklımış harabe şehirler ve yok olan insanlık manzaraları ile doludur. Bir nevi bu manzaralar son yılların vazgeçilmez görüntülerini oluşturmaktadır.
Biz şu an bu bölgede güçlü bir durumdayız. Siyasi alanda da bu gücümüzü ispat ediyoruz. Bir akıl danışılan konumundayız. Bizim onayımız olmadan bu bölgede bir harekata gerçekleştirilmesi zor gibi gözükmektedir.
Böyle bir durumda olan Ülkenin dostu da, düşmanı da az olmaz. Dostlarımızın neler düşündüğünü bir kenara bırakırsak, düşmanlarımızın boş duracağını sanmak en azından saflık olur. Hem içeriden, hem dışarıdan bu Ülkeye zarar vermek için ellerinden geleni yapacaktır. İçeriden ve dışarıdan kendi amacına uygun işler yapacağına inandığı tüm güçleri harekete geçirir, uygulama alanlarına sokar. Bu olayların gerçekleşmesi için her türlü desteği verir. Bazen bu desteği hiç çekinmeden açıkça da yapabilir. Bunların bu tür düşünceleri, Bu Devlet yaşadığı müddetçe, Bu Vatan toprağı bağımsızlığını koruduğu müddetçe devam edecektir.
Burada önemli olan Yüce Milletimizin bütün bu olan ve bitenleri sakin bir şekilde takip etmesidir. Ortalıkta olabilecek kışkırtmalara, tahriklere gelmemektir. Onların bütün amacı budur. Böyle , sıkıntılı ve can sıkıcı zamanlarda Milletimizin sakin ve sabırlı olacağına inanıyorum. Allaha şükür onlarla mücadele edebilecek ve her ortamda onları alt edebilecek , Güvenlik güçlerimiz vardır. Onlar bu işi Vatan aşkıyla yapmaktadırlar. Bize düşen sakin bir şekilde gerektiğinde güvenlik güçlerine yardımcı olmak ve olumsuz davranışlardan anında onları haberdar etmektir.
Bu olaylar devam ederken her türlü övgü ve takdir sözlerinin üstünde bu uğurda canını feda eden şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Yüce Rabbim mutlaka onlara layık olduğu ödülü vermektedir. Geride kalanlara ise; sabır ve metanet versin diyoruz…
Bugün Filistin' de yaşanan insanlık dışı saldırıları tüm DÜNYA seyretmektedir. Güçlü olmak, mazlumu ezmek demek değildir. Yaşanan bu olaylar bizim Devlet olarak ne kadar güçlü olmak zorunda olduğumuzun bir delilidir. Bu bölgede ayakta kalan nerde ise, tek ülkeyiz. O nedenle tüm adımlarımızı iç ve dış siyasetimiz çok doğru yönetmemiz gerekmektedir. Filistin'e yapılan insani yardımların başını çekiyoruz. Hep Dünya genelinde gündemde tutmaya çalışıyoruz. Oysa nice Devlet bu devlet terörüne hem seyirci kalıyor, hem destek veriyor. İşte Dünyadan gerçek manzaralar...
Kelimeler kifayetsiz….
İNSANLIK ÖLMÜŞ...
Unutmayalım bu günlerde geçecek ve daha nice güzel günler gelecektir.