Taşıdığı Tevhit Sancağı yüzünden, bir üniversite öğrencisinden dayak yiyen adamın haberini, bir de Sözcü Gazetesinin sitesinden okuyayım dedim.
Şaşırtıcı ama çok fazla çarpıtmadan vermişlerdi haberi.
Ama asıl kanımı donduran, altına yazılan yüzlerce yorum oldu.
Erinmedim, neredeyse tamamını okudum.
Ve dehşete düştüm.
Yorum yazan yüzlercesi, saldırıyı doğru buluyor ve saldırgana övgüler yağdırıyordu...
Yani; İslami bir sembol taşıyan mesela içimizden herhangi birine de saldırmayı ve ağız burun kırmayı kendilerine hak gören belki yüzbinlerce saldırganla, aynı havayı soluyor, aynı şehirde ve belki de aynı apartmanda yaşıyoruz.
Ağza alınmayacak küfür ve hakaretler eden ve fırsat bulsalar hepimizi bir bardak suda boğacak olanları saymıyorum bile.
Hani bir ay kadar önce; Askeri okulda, namaz kılan sınıf arkadaşlarına saldıran ve Whatsapp grubu yazışmalarında da "Bir savaş çıksa da şunların hepsini temizlesem" diyen teğmen adaylarını hatırladınız mı?
İşte bunlar da gözünü kırpmadan canımıza kastedecek kafanın, sivil kanadı işte.
Tüm işi gücü bırakıp; İlahiyatçıları ve Sosyologları seferber edip, şimdiye kadar hiçbir sıkıntıda çözümün tarafı olmayan Üniversitelerle birlikte, bu işi çözmemiz lazım.
Yoksa; bu kafalar bu ülke için bir beka meselesi ve bunlarla bir arada, güvenli bir istikbal ve huzurlu bir toplum tasavvuru, çok mümkün görünmüyor dostlar...
En basitiyle "Arap seviciliği" yaftasının ve saplantılı Milliyetçilik jargonunun altında; öfkeden titreyen, histerik bir İslam düşmanlığı yatıyor aslında.
Bu kadar dinsizi hangi ara yetiştirdik, nerede büyüttük ve nasıl bu kadar çoğaldılar... İnsanın aklı almıyor.
Ama tüm bunlara rağmen, beni en çok yaralayan ve ürperten bunlar olmadı.
Zira; bunlar ne ki?
Bu Din; ne düşmanlar ve ne düşmanlıklar gördü.
Ve kıyamete kadar da düşmanları hep olacak.
Asıl beni yaralayan; "Allah’tan başka İlah yoktur ve Muhammed O'nun Resulü ve elçisidir" yazan sancağı taşıdığı için, hiç tanımadığı birine saldıran alçak serseriye; "Allah senden razı olsun Yiğidim" diye destek verip, dua eden eşşeklerden; irkildim, sarsıldım ve tiksindim.
Deve mi kuş mu oldukları belli olmayan, kimi kimin için tuttuğunu bilmeyen, celladına aşık bu geri zekalıların; camide tespih çeken parmaklarıyla, din düşmanlarını alkışlayan o karaktersizler yok mu?
Sinan Tuncay 11 ay önce
Yazılarınızı büyük bir takdirle okuyorum.
Bu hafta yine duygularımıza tercüman olmuşsunuz.