Filistin'de Dünyanın gözü önünde yapılan zulüm, insanları İSLAM DİNİ hakkında araştırmaya sevk etti. Hatta bazı haberler ortaya çıktı. Müslüman olmak isteyenler, hatta olanlar hakkında... İnsanlar araştırma yaparak, İSLAM ile tanışık olmaya karar verdiler.
Avrupa toplumu, tüm engellemelere rağmen; İslam'a gönül verenlerin, sempati duyanların, kendilerinin hakim olduğu devletlerde; yaygınlaşmasından rahatsızdır. Belki de; İslam kelimesinin geçtiği her alanda; arkasından terörizmle ilişkilendirme çabalarının altında, bu gerçek yatmaktadır. İslam'ın yaygınlaşmasını, engellemek. Böylece Dünya gerçek teröristin kim olduğunu üç aydır TV ekranlarında görmektedir.
Öyle bir zulüm ki, her türlüsü var. Kadın, çocuk öldürmekten, Hasta hane bombalamaya, hatta mezarlıkları tahrip etmeye varan bir zulüm. Organ mafyası, kaçırılan çocuklar, yağmalamalar, şiddetin ve zulmün her türlüsü açık bir şekilde işlenmektedir. Hem de Dünyanın gözü önünde...
Bu zulmün arkasında toplu bir haçlı dayanışması ve birlikteliği vardır. Tüm AB ülkeleri, ABD bu zulme destek vermektedir. Hatta, O ülkelerdeki İslam'ı temsil eden kurumlara saldırmaları, bunun açık bir göstergesidir. Aşağı yukarı her ülkede buna benzer saldırılar olmaktadır. Bölgenin güvenlik güçleri ise; konuya duyarsızdır. Aynı saldırıların benzeri, Ülkemizde yapılsa; Batılı devletler ayağa kalkar.
Aslında, Batı Medeniyetinin, İslam ile tanışması; çok eski yıllara dayanmaktadır. Asırlar önce; Endülüs İmparatorluğu, bu topraklarda bir devlet kurmuştur. Bu devlet, yaklaşık yedi yüz yıl yaşamıştır. Bu sayede İslam medeniyetini, tanıma fırsatını yakalamışlardır. İlerleyen yıllarda; Osmanlı İmparatorluğu ile; tanışmışlardır.
Bu iki devletin varlığı sayesinde; İslam Medeniyetinin ne olduğunu, insanların farklı inançlara sahip olsalar da birlik içerisinde, barış içerisinde bir arada yaşayabileceklerini öğrendiler. İnsan için, vazgeçilmez bir şart olan; yaşama hakkının önemini fark ettiler. Bir coğrafyada aynı dinden olmasa da insanların inanç özgürlüklerine sahip olarak yaşayabileceklerini anladılar. Etnik kökenlerine, dillerine bakmadan, kültürlerini sorgulamadan aynı toprak üzerinde yaşamayı öğrendiler.
Amma, bütün bunlar Batının gerçek işgalci yüzünü göstermesine engel olamadı. İnsanlıkla bir türlü tanışamadılar. Sadece kendi yararlarını önde tuttular. Bu menfaat duygusu için; gerekirse, kendi dinlerinden, coğrafyalarından olan milyonları bile; öldürmeden çekinmediler. Yüz yıl savaşları, ikinci Dünya savaşı örneklerinde olduğu gibi.
Endülüs'te, Yedi Asrı geçen bir şekilde kendilerine İslam Kültürünü ve barışını getiren insanları kana, işkenceye boğarak; topraklarından dışarı attılar. Hatta o topraklarda Müslüman medeniyeti altında senelerce birlikte yaşadıkları Yahudileri bile, Müslümanlarla birlikte kovdular. Yahudiler de Endülüs’ten kaçan Müslümanlarla birlikte Anadolu’ya sığındılar. İşin başka acı gerçeği de, budur.
Daha sonra da Orta Avrupa’dan ve Balkanlardan aynı şekilde; Osmanlı Tebası’nın çekilmesi için, aynı zulümleri yaptılar. İşte Batının gerçek yüzü budur. Bu gün Batı hayranı olup onlar gibi; yaşamaya, onlar gibi konuşmaya, onlar gibi hayat tarzı isteyenlere duyurulur. Hayranı olduğunuz, medeniyetin; gerçek yüzü budur.
Son zamanlarda Avrupalı yöneticilerin; yaptıklarını yadırgamamak lazımdır. Bunlar O, nesillerin torunudurlar. Tarihte kendisine insanlıkla davranan, Bu Müslüman Medeniyetine; düşmanlıkla cevap vermişlerdir.
Bugün, özellikle Kendi insanlarının Müslüman olmaları, İslama karşı olan, yönelmeleri; Avrupa devletlerini, endişelendirmektedir.
İslama olan kinleri, Endülüs'ten sonra da; şiddetle durmadan, devam etmiştir. Yakın zamanlarda; yaptıkları zulümler, apaçık ortadadır. Daha sonraları; Afrika’daki Müslüman toplumlara yönelik katliamlara devam etmişlerdir. Cezayir, Filistin, Fas, Libya gibi, eski Osmanlı topraklarında; taş, taş üzerinde bırakmamışlardır.
Bugün gelinen noktada, İsrail ve Batı organize bir şekilde İslam ile çatışmaya devam etmektedir. Yaptıkları zulümler Dünyada vicdanı hür insanlar tarafından kabul edilmemektedir. Her taraftan protestolar yükselmektedir. Sonuçta onlar da insandır. İnsanı değerlerini kaybetmemiş çevreler, bu zulümleri asla kabul etmemektedirler. Bu olayların nedenini araştıranlar, İSLAM kavramını karşılarında bulmaktadırlar.
Belki bu olaylar yüzünden binlerce insan İSLAM ile tanışacak ve Müslüman olacaktır.
DÜNYA TARİHİNE kara bir leke olarak yazılan bu zulüm, İNŞALLAH en kısa zamanda biter. Orada şehit olan masumların, mazlumların ahı yerde kalmaz...