Ülke büyüme hızının normal çıkması son zamanlarda gelişen olumsuz haberlere rağmen; insanın içini ısıtan bir haberdir. Bazı finans kurumları Ülkemiz hakkında olumlu değerlendirmeler yapmaktadırlar. Beklentimiz bu gelişmenin tüm iş hayatında hissedilmesi; vatandaşa ise istihdam, iş, aş olarak geri dönmesidir. Bu güzel Vatanımızdan aldığımız bu türlü haberler hep bizi sevindirmektedir. Etrafımızda bunca sorunlu Ülke varken şehit kanları ile sulanmış bu topraklardan gelen güzel haberler bizi hep mutlu kılacaktır. Ecdada yakışır bir şekilde, tarihine, geçmişine sahip çıkılarak hele merhale kat edilmesi daha da sevindiricidir. Biz bu topraklarda ''Başarılı olmak mecburiyetindeyiz,, mantığı ile, çalışmak ve herkesin kendi işine aşkla bağlanması bizi daha da zirvelere çıkaracaktır.
Zirveye çıkınca işimiz kolaylaşmayacaktır. Tam tersine orada tutunmak, orada kalıcı olmak, en azından kimseye muhtaç olmadan kendi, kendine yetmek en önemli hedef olmalıdır. Son olaylara bir de bu açıdan bakmak, gerekir. Bu Ülkenin, gelişmesini, ilerlemesini istemeyen, tüm güçler; ekonomide gerçek olmayan hamlelerle, ortada bir sıkıntı varmış, gibi göstermeye çalışıyorlar. Hedefleri her zaman olduğu gibi, bellidir.
İnsanların alım gücü üzerinden yüklenme çabaları gözlenmektedir. Bazı market guruplarının etiket oyunları can sıkıcıdır. Farklı, farklı fiyat uygulamaları bu alanda bir sıkıntı ve dengesizlik olduğunun en güzel örneğidir. Devlet, kontrol sistemini devreye sokarak, buna dur demelidir. En son İstanbul'da ekmek fiyatları üzerinden oynanmak istenen oyun tüketiciyi bezdirmiştir. Evet, vatandaş şikayetçi olsun da fiyat denetlemesini yapacak kurumlar da mutlaka sahada olsunlar, İsteği vardır. Verilen cezaların caydırıcı olması beklenmektedir. Yoksa birileri ortay çıkarak, mutfak yanıyor, tezini savunabilirler...
Ülkemiz gelişme adına atılım içerisindedir. Amaç hatırı sayılır bir yere ulaşmaktır. Olan olaylara bu açıdan baktığımız zaman, karşımızdaki güçler; boş durmayacaklardır. Zirveye çıkmak yolculuğunda önünüzde engeller oluşturulmayacak mı? Elbette oluşturulacaktır. Kimse tarihinde asırlarca; Dünya ya hakim olmuş olan bir MİLLETİ rahat bırakmak istemeyecektir. Rahat bırakma isteği onların kendi yararlarına değildir de ondan. Güçlü bir Türkiye’ yi düşünmek bile; birilerini rahatsız etmektedir. Bugün Mali açıdan, komşumuz Yunanistan'ın durumunda olmamızı isteyen hem dıştan hem içten fesatçılar vardır. Hatta, kaos içerisindeki güney komşularımızın, durumuna düşmemizi isteyenler, vardır. Onların rahatsızlığı bizim güçlü olmamızdan kaynaklanmaktadır. Bizim güçlü olmamamız için, ellerindeki bütün kozları oynarlar. Eğer, öyle bir şey olur da, komşularımızın durumuna düştüğümüzü gördükleri gün bayram edeceklerdir.
Ayrıca kırk yıldır başımızda bir terör belası vardır. Yaşanan onca krize, kovit darbesi ve asrın felaketi sayılacak 6 Şubat depremleri de ekilenince sıkıntı daha da büyümüştür. Omuzumuzdaki yük ağırlaşmıştır. Şu an Dünyadaki krizden etkilenmemek de mümkün değildir. Yaşanan sıcak savaşlar, piyasada etkisini göstermektedir. Bu konuda, Yazar Alev Alatlı’nın güzel bir yorumu vardır; ''Terör örgütü aslında Kürt hareketi falan değildir, çeşitli milletlerin teröristlerinin bir araya gelerek oluşturdukları bir mafya, suç örgütü gibi bir şeydir.'' Diyor. Son zamanlardaki olaylar için de bir söyleşisinde şöyle demişti. ''Neden Başkanın yanında olunması gerektiğini de buna benzer bir açıklama ile, izah ediyor.'' Çünkü, oynanan oyun, dışımızdaki devletlerin işine gelmektedir. Güçsüz ve sorunlu bir Türkiye, onların bekledikleri sonuçtur. O nedenle keyifle, olayları izlemektedirler. Bu aynı zamanda çıkar ilişkilerine dayanan bir oluşumdur. Olaya böyle baktığınız zaman; bizim söylediklerimizi ne kadar da doğrulamaktadır. Bizim güçlü bir Ülke olmamızı istemeyen birtakım güçler; bizim karşımıza çeşitli, karmaşık ilişkileri olan örgütlenmelerle karşımıza çıkıyorlar. Doğal olarak, Türkiye' deki renklerin çeşitliliğini, mozaiğin içindeki değişik oluşumları karıştırmak, örgütlemek, onları yanlış yerlerde kullanmak, adına çeşitli operasyonlar yapacaklardır. Onlara her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerdir. Görünüşte onlara karşı gibi gözüküp, aslında onların destekçileri olacaklardır. Tarihin derinliklerinde hep aynı oyunlar oynanmıştır. Bu gün yer, zaman, şekil, metot, değiştirseler de; yapılmak istenen şey aynıdır.
Son Kilise baskını bu anlamda içinde çok sorular taşıyan bir eylemdir.
Halkımızın bir kısmı doğal olarak, geçim sıkıntısı gerçeğini yaşamaktadır. O nedenle öncelikleri maddi sıkıntıların bir an önce giderilmesini beklemektedirler. Bu nedenle maaş artış oranlarına tepki koymuşlardır. Buna saygı duymak gerekir. Olayı makul bir düzeyde izah etmek anlatmak lazımdır. Çünkü Başka TÜRKİYE yoktur. Etrafımızda yaşanan ateş çemberi bunun en güzel örneğidir.
BİZİ DE BU ÇEMBERİN İÇİNE ÇEKME GAYRETLERİ VARDIR. Böylece istedikleri kaos ortamı gerçekleşecektir.
Türk Milleti oynanan bu oyunların hiçbirine Yüce Rabbimin izniyle alet olmayacaktır. Rabbim asırlarca bu Yüce Dine hizmet için çalışmış olan; bu Dine mensup olmaktan gurur duyan, ecdadın torunlarını güçlerinin yetmeyeceği bir şeyle, İnşallah imtihan etmeyecektir. Her gece yapılan dualar gibi taşıyabileceğimiz yüklerle sınanırız, İnşallah.
Bu kötü duruma düşmemizi bekleyen, başkalarına avuç açmamızı hayal edenler de Allah'ın izniyle yanılacaktır. Bu Millet paylaşmanın, insanlara yardım etmenin kilometrelerce uzakta da olsa; Allah'ın yardımıyla gerçekleşeceğini bilerek ekmeğini aç insanlarla paylaşmıştır. Burada, amaç sadece Allah rızasıdır. Yardımlaşma konusunda; içimizde var olan, bu merhamet duygusunun, Ülkemizin her alanında, her insanımıza yaygınlaşması, hayat bulması dileğimizdir. Merhamet şebekelerinin toplumun her alanına yayılması çok önemlidir. Bu duygularla yetişmekte olan bir neslin torunlarıyız. Sıkıntıları beraber aşmalıyız. Dayanışma, yardımlaşma, paylaşma önceliğimiz olmalıdır. Allah bu sıkıntılı zamanları da atlatmamıza yardımcı olacaktır. Sabır, sabır, sabır...