Ülkemizi yönetenlerin takip etmiş olduğu dış politika Avrupalı bazı parlamenterler tarafından, bunlar Osmanlı politikalarını uyguluyorlar, amaçları odur. Politikalarının ana teması Osmanlılar zamanında uygulanan politikaya yakın bir politika anlayışı ile, hem yakınındaki komşu ülkelerle, hem de uzaklardaki diğer ülkelerle barışa dayalı ama dengeli amacı taşıyan bir yolu takip ediyorlar. Böyle bir amacı kullanıyorlar, diye eleştiriyorlardı.
Biliyorlardı ki, Osmanlı coğrafyası çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Üstelik hala bizden kopmuş olan bazı coğrafyalarda Osmanlı kültürünün etki alanları devam etmektedir. Bu güçlenme girişiminin altında yatan sebebin aynı zamanda dini inanç birliğini de bir temel olarak görmek gerekir.
Buna karşılık Ülkemde hala kimileri tarafından Osmanlı düşmanlığı, Osmanlıcaya karşı kin ve nefret duyulmaktadır. Neden diye sorsanız, doğru dürüst cevap ta veremezler. Osmanlıca senelerce tu, kaka olarak görülmüştür. Oysa Osmanlı arşivleri yabancı araştırmacılar tarafından araştırılmaya tüm hızı ile devam ediliyor. Hatta zamanla Osmanlı arşivlerinden çalınan belgelerden söz edilmektedir.
Bu düşmanlık ticari ilişkilerimize de yansımıştır.
Çünkü senelerce İslam Ülkeleri ile bir türlü yapılamayan iletişim sayesinde Ülkemizin Maddi anlamda neler kaybettiği ortadadır. Hacca ve Umreye giden kardeşlerimiz bizzat şahittirler ki; Daha o Ülkelere su bile satmayı beceremeyecek kadar bir iletişim kopukluğu mevcuttu. Doğal olarak iklimin çok sıcak olduğu bu bölgelerde en fazla ihtiyaç hissedilen şey sudur. Bizim Ülkemizde de en fazla bulunan şeylerden biri olmasına rağmen bir türlü çeşitli nedenlerden dolayı su bile satmayı beceremediğimiz bir dış ilişkilerimiz vardı.
Ben sadece ticari bağlantıdan örnek verdim. Doğal olarak bu kopukluk sadece ticari alanda değil her alanda kendini gösteriyordu. EĞİTİM ALANINDA BİLE uluslar arası arena da yeri ve değeri olan Bazı İslam Ülkelerinin fakültelerinden mezun olan gençler yıllarca denklik sıkıntısını yaşadılar. Bütün bunlara bakınca bu tür ilişkilerde ne kadar zamanla zayıf kaldığımız ortadadır. O nedenle beklentilerimiz yüksektir. Hemen yakınımızda olan bu ülkelerle her alanda kuracağımız kuvvetli bağlar öncelikle kendi Ülkemizin yararına olacaktır. Daha sonra irtibat kurduğumuz her Ülke ile dostluklarımız ve yakınlaşmalarımız devam edecektir.
Dünya artık insanları birbirine daha yakın hale getirmiştir. İletişim ağının bu kadar güçlü olduğu bir ortamda kendi kabuğunuza çekilerek, hayatınızı devam ettiremezsiniz. Yaşadığımız zaman bu tür ilişkilerin kuvvetli olmasını gerektirmektedir. O nedenle de kendimizin her alanda çok güçlü ve üretken olmamız lazımdır. Yakın coğrafyamızda bizimle ortak özellikleri olan bir, çok Devlet bulunmaktadır. Bu devletlerin çoğu yüz sene önce Osmanlı toprağı idi.
O nedenle ülkemiz başta İslam Ülkeleri ve Afrika ülkelerinden, balkan coğrafyasından, Türki devletlerden, yabancı öğrencileri Ülkemize getirerek Üniversite eğitimlerini burada almalarını sağlamaktadır. Şimdiden ilerde iletişim açısından bir temel oluşturacak girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimlerin ileride meyvelerini vereceğine inancım tamdır.
ABD Devletinin yeni yüzyıllarda parlayan bir yıldız olduğunu gören zamanın İngiliz politikacıları İngilizceyi ABD’nin resmi dili olarak kabul ettirdikleri zaman ne denli bir iş başardıklarını zamanla görmüşlerdir. İngilizce Uluslar arası alanda o dili seven ve sevmeyen herkes tarafından öğrenilmek mecburiyetinde kalınmıştır. Ona bağlı olarak da o dilin hakim olduğu kültürel baskı da o dili kullanmaya başlayan her Ülkenin üzerinde ağırlığını hissettirmiştir. Hatta bazı gelişmekte olan ülkelerin halkı bir İngiliz gibi konuşmayı, bir İngiliz gibi giyinmeyi kendisi için bir üstünlük olarak kabul etmiştir.
Olaya bu zaviyeden baktığımız zaman eğer biz çok güçlü bir şekilde Dünya üzerinde kendimizi kabul ettirebilseydik, bu güç her alanda olsaydı, Bugün Dünya üzerinde bizim dilimiz herkes tarafından öğrenilecek ve kültürümüz insanlar tarafından kabul görecekti. Gıpta ile bakılan Ülke olacaktık.
Son zamanlarda Türki devletlere yönelik, İslam ülkelerine yönelik, bu çaba ve gayretleri görüyor ve ümidimizi yükseltiyoruz.
Yeni açılan bu yolda, Politikalarımızın her alanda başarılı olmasını dilerim. Hele bu alan Dış politika olunca bu dileğimi daha da fazla dillendiririm. Çünkü bizim kültürümüzden etkinliklerin, tesirlerin var olduğu coğrafyalar oldukça fazladır. Oralarda bu ortak kültürün oluşması için çalışmak aynı zamanda Ülkemizi her alanda güçlendirmek, demektir.