Tayini çıkan bir Hakim arkadaşın veda yemeğinde, özellikle sormuştum; "Sizi etkileyen, unutamadığınız bir dava oldu mu" diye.
"Sizin açtığınız bir boşanma davasında olanları hiç unutamıyorum" dedi.
Aslında bekliyordum bu cevabı.
Zira, her hatırladığımda beni de çok sarsan bir dava idi.
10 yıldan fazla zamandır sürüncemede kalmış bir boşanma davasını, kadının vekili olarak bir de ben açmıştım.
Kız annesinin, oğlan babasının yanında, başka şehirlerde büyümüşlerdi.
Hiç görüşmeyen aile efradı, 10 yıldan fazla bir zaman sonra ilk kez duruşma salonunda karşılaştılar.
Köyde yaşayanlar bilir, koyun ve kuzuların sürü içinde buluşmasını.
Ana ile kuzusu birbirlerini öyle bir ararlar ki, yüzlerce koyun kuzu içinde buluşup koklaşmaları bir kaç dakikayı geçmez.
Aman Allah'ım!
Baba kızına koştu, oğlu annesine, kardeşler birbirlerine...
Sarılan bırakmıyor, meleye meleye ağlaşıyorlardı.
Hele annenin oğluna, babanın da kızına öyle bir sarılmaları vardı ki; dayanılır gibi değildi.
Yaklaşık 7-8 dakika sürdü.
Hakim, katip, mübaşir ve duruşma bekleyen diğer Avukatlar... Mahkeme salonunda kim varsa artık kimse gözyaşlarını saklayamıyordu.
Toparlanıp duruşmaya başlamamız yarım saati bulmuştu.
Her hatırladığımda hala kendimi tutamam…
Ey kanun koyucular, yazıcılar, oylayanlar, komisyon üyeleri, karar vericiler ve uygulayıcılar...!
Konusu anne- baba- kardeş yani aile olan kanunları çıkarırken kılı kırk yarın, bin kez yeniden yeniden düşünün olur mu?
Kanun çıkarırken; meleye meleye birbirlerine sarılan insanlar gelsin gözünüzün önüne.
Aile nedir bilmeyen, evlat nedir tanımayan, hayatında bir yüreğe dokunmamış kokanalarla, kadınlığını kaybetmiş feministler değil.
Zira;
Sizin kanun dediğiniz şey başkalarının hayatı, acısı, dramı.
Kanunun bölümleri, fasılları, maddeleri ve fıkraları arasında başkalarının pare pare olmuş ciğerleri, dağlanmış yürekleri kalıyor çok zaman.
Konusu insan olanın her işi de insanca olmalı.
Ne yazık ki adı Müslüman olan bu ülkede;
Allah Resulünün;
"Bir aile yıkılınca gök sarsılır, sema çatırdar" ikazını yüreğinde hissetmeyenler; her gün yeri, göğü ve on binlerce yüreği parça parça ediyorlar...