TV yayınları kimi zaman tehlike saçıyor.
İşte insanoğlunun toplumu algılaması, doğruyu, yanlışı anlaması, beyaz ve siyah arasındaki renk farkını kavraması içinde belirli bir sürece ihtiyaç vardır. Görünüşte etrafında gelişen bu olayları kavramaya çalışması bile zaman almaktadır. O halde ahlaken, ruhen bazı şeylere alışması ve öğrenmesi de; dolayısıyla zamana bağlıdır. Bunun sosyal ve psikolojik araştırmalarını yapan araştırmacılarda görmüşlerdir ki; her şeyi öğrenmenin belirli bir zamanı ve vakti vardır. Siz olumsuz bir olayı durmadan oturmadan sürekli görsel basında gündemde tutarsanız; hatta reklamını yaparsanız o konuyu tüm mahrem yönleriyle topluma anlatırsanız; birilerinin ondan olumsuz etkilenmesi doğaldır.
Şu an Yargı paketi görüşülüyor. Bu konulara ne kadar yer verilmektedir? Bu olumsuz örnekleri sunan ve yalan haber çılgınlığı yapanlara dur demek gerekir.
Toplumun gündeminde olan; Hayatımızın her alanındaki şiddet, kin, nefret içeren haberleri, sadece haber sunuyoruz mantığı ile; sunmak ne kadar doğrudur. O haberi sunduğumuzda; o haberi dinleyenler arasında, o haberin içeriğinden, etkilenecek insanlar olabileceğini hiç aklımıza getiriyor muyuz? Yahut, o haberi verirken, o haberin içeriğindeki olayı tüm ayrıntıları ile, anlatırken; o şiddeti teşvik ettiğimizin ne kadar farkındayız? Sosyal sorumluluk taşıması gereken kurum ya da kuruluşlar bu mana da, ne kadar duyarlılar? Her zaman olduğu gibi, bu tür olayların da olmaması için, haber yayıncılığı ile ilgili bir yasa mı gereklidir? O, halde O, yasayı çıkarsınlar.
Haberin ne kadarı Halk ile paylaşılacak, ne kadarı paylaşılmayacak, bunu duyarlı olan insanların bilmesi gerekmiyor mu?
Yetişen nesiller bizim toplumumuzun gelecekleri ise; onlara doğruyu, dürüstlüğü, iyi insan olmayı öğütleyen örnekleri çoğaltmalıyız. Bunu yapmaya mecburuz. İyi örneklerle donatılmış; diziler, oyunlar, filimler üretmeliyiz. İyiliğe teşvik edici, rol modellerin hayatını öne çıkaran, ahlaki değerlere sahip, değer yargılarımız koruyan, konuları işlemeliyiz.
Farkında olmadan şiddet haberlerini sürekli topluma sunarken, onların reklamını yapmış olmayalım. Bir şeyin olumlu veya olumsuz gündeme getirilmesi onun reklamının yapılmasıdır. Dikkatli olalım. TV dizilerine seyirci bulacağız diye; bütün çıplaklığı ile şiddet içeren sahneler konması ne kadar doğrudur? Dizilerde hep çığlık, hep bağrışma, hep kanlı sahneler görmek zorunda mıyız? Bu toplumda hiç iyi şeyler olmuyor mu? neden onların reklamını yapmıyoruz... Unutmayalım, önemli bir uyarıdır; Herkesin çocuğu var…
Şiddet içeren TV yayınları, insanımızı arızalı durumlara sokmaktadırlar... Bu konuda toplumsal dayanışma içerisinde olmalıyız.