<p style="text-align:justify">"Muayeneye gelen hasta ile kısa bir bakışma sonunda tanıdık birbirimizi.<br />
İlkokul arkadaşımdı.<br />
Beni evine davet etti.<br />
Gittik, samimice ağırladı. <br />
Sonra heyecanla albümden bir fotoğraf çıkarıp uzattı.<br />
- Bak bizim sınıfın mezuniyet fotoğrafı ama sen ya yoksun ya da ben çıkaramadım. <br />
Fotoğrafı görünce kaynar sular döküldü başımdan.<br />
Nefesim daraldı, bayılacak gibi oldum. <br />
Ben de vardım aslında fotoğrafta ama o farkında değildi. <br />
Öğretmen, herkesten 25 kuruş para toplamış, ben veremeyince de; <br />
''Paran yoksa sen ayrıl şöyle, kenarda bekle'' diye beni çıkarmıştı gruptan. <br />
Kenarda beklerken, yarıdan kesmişte olsa fotoğrafta ben de çıkmıştım.<br />
Öğretmenimizin o muamelesi beni çok etkilemişti. <br />
Çok üzülmüş, günlerce tesirinden kurtulamamış ve hatırladıkça ağlamıştım. <br />
Şimdi doktor oldum ama arkadaşım; hiç bir hekimin iyileştiremeyeceği bir yarayı, seneler sonra farkında olmadan yeniden kanatmıştı."<br />
(Genç Beyin dergisinden İktibas edilmiştir)</p>
<p style="text-align:justify">***<br />
Öğretmenler, Hocalar, Muhteremler...<br />
O kadar mühim bir vazife ki sizin ki.<br />
Bir sözünüzle insanları ikiye bölebilir, <br />
Bir fiskenizle paramparça edebilirsiniz. <br />
Ne olur! <br />
Önceliğiniz hep ve sadece, size emanet edilenler olsun... <br />
Başka hiç bir şey değil.<br />
</p>