Çocukların ilk öğretmeni annedir. OKUL EVDE BAŞLAR. ANNE NE KADAR ETKİLİ ANNE OLURSA ÇOCUK O KADAR ETKİLİ ÖĞRENCİ OLUR. Hayatımız boyunca edindiğimiz tüm davranış biçimlerinin % 90´ı 0-5 yaş okul öncesi dönemde kazanırız. Eskiden ?Yedisinde ne ise yetmişinde odur´ sözünden huy anlardık. Gerçeği; Yedisine kadar hangi davranışları kazandırırsan, yetmişine kadar onunla yaşar vurgusu yapılmaktadır.
Değerli Anneler,
Öğretmenler, rakipleriniz değil müttefiklerinizdir. Bazı anneler, çocuğundan ilk defa ayrılmanın bocalamasını yaşarlar. Öğretmenleri rakip olarak görürler. Oysa öğretmenler, sizin en büyük destekçilerinizdir. Bazı anneler, okulda yalnız kendi çocuğunun olmadığını unutuyorlar. Çok özel ihtimamla, sürekli ilgiyle, sürekli mutlu edilerek yetişen çocuklar okula gelince sınıfta kendisinden 30 tane daha olduğunu görünce şaşırıyorlar. Sürekli özel davranılan çocuk, sınıfta öğretmenin 30 öğrenciye sürekli özel davranamayacağını anlayamıyor. Öğretmenin buna ne zamanı, ne de imkanı olmadığını göremiyor. Daha acı velisi de göremiyor, anlamıyor.
Sevgili Anneler,
Okul sadece bilgi aktarılan bir yer değildir. Çocukların sosyalleşmesini, yardımlaşmasını, topluluk içinde sevincini ve üzüntüsünü paylaşmayı yaşayarak öğretir. Sınıfta bilmeden, kazayla, istemeden çocuklar birbirine küçük zararlar verebilir. Öğretmen bunların yaşanmasını aza indirmeye çalışır. Böylesi durumlarda hemen öğretmeni suçlamak çok saçma, çok ayıp bir durumdur. Hiç bir öğretmen bunları yaşanmasını istemez. Sınıfta 30 öğrenci olduğunu, bir etkinlikte arkasını dönünce bunların olabileceğini unutmayınız. Anneler, evde iki çocukla uğraşırken, öğretmenin bunun 15 katı çocukla uğraştığını unutması hiç de doğru değildir. Bizim her öğrencimiz ayrı bir pırlanta değerindedir. Ama 30 pırlanta bir araya gelince birbirini çiziyor, zarar verebiliyor. Herhangi bir olayda öğretmeni dinlemeden, anlamadan sadece çocuğunuzun anlattıklarına göre hareket ederseniz sonradan pişman olacağınız sonuçlar ortaya çıkar. Çünkü çocuklar yaşanılanları doğru aktaramayabilir, sizi yanlış yönlendirebilir, olayı öğretmenden dinlemeniz doğru olacaktır. Bir birimize inanıp, güvenmeli, bu olayları en aza indirmeye çalışmalıyız.
Sevgili, anneler,
Çocuklarımızın dayanıklı insanlar olarak yetişmesine yardımcı olmak için lütfen onların yerine siz yapmayın, bırakalım kendileri yapsınlar, hatalı da olsa kendileri yapsınlar, hata yapsınlar. Hatalarından ders çıkarabilsinler. HATALAR, ÇOCUKLARIMIZIN EN İYİ ÖĞRETMENLERİ OLABİLİRLER. Denemeden, uygulamadan, hata yapmadan öğrenilemez. Böylece işler iyi gitmediğinde bununla başa çıkabilirler.
Çocuğumuzu acı çekerken görmeyi hiçbirimizin yüreği kolay kaldırmaz. Ama çocuklarımızın, hayatın yükünü omuzlayan ve sonuna kadar vazgeçmeyen insanlar olmalarını nasıl bekleyebiliriz? Evlerinin konforundan, annelerin aşırı korumasından uzaklaşıp acımasız dış dünyayla karşılaştıklarında korkup geri eve kaçmayan savaşçılar nasıl olacaklar? Onlara hep bu kadar çok şey sunulursa, bu kadar aşırı korunursa, onların yerine her şey bu kadar annelerince yapılırsa, mahrumiyet duygusunu hiç yaşamazlarsa, kendileri yapıp, deneyip, uğraşmazlarsa başarma ve başarıya acıkma hislerini nasıl duyabilirler? ?
Çocuğunuzun yerine yapmayın, bırakın hatalı da olsa onlar yapsınlar.
Devam edecek...