<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">DEVLETİMİZ HER SENE YENİ ÖĞRETMEN ALMAKTADIR. İHTİYAÇ OLUNCA, ALINMALIDIR... Bu da kabul. Ancak her sene bakanlıkların önünde yahut değişik yerlerde öğretmenlik ataması bekleyenler, eylem yaptılar. İşte beni yaralayan durum budur. Sanki yüksekokulları bitiren herkes öğretmen olarak atanacak diye bir durum mu var? Bu nasıl bir anlayıştır. Gerçi öğretmen yetiştiren okulların nasıl bir eğitimden geçtiği de ayrı bir konudur. O zaman her meslek dalını bitiren mezunlar kendi meslek dalları ile ilgili alanlara, neden atama yapılmıyor? Diyerek eylemden, eylemem mi koşması gerekir?</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bu ne kadar yanlış bir anlayıştır. Üniversite mezunları Devlet dairelerine kadro yetiştirmek için, var olan bir mekanizma ise; o zaman adları neden ÜNİVERSİTE olarak nitelendirilmiştir. İlim ve bilginin araştırma kurumları değil midir? Uzmanlık alanlarının daha geliştirilmesi, topluma faydalı hal getirilmesi amaç değil midir? İlim ve bilime katkı sağlamak değil midir? Ülkemin kanayan yarası...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Oda yetmiyor, bazı dallarda öğretmen açığı var diye, değişik okullardan mezun olan öğrencilere formasyon eğitimi verilerek öğretmen atanıyor. Ohhh, ne ala... İşte Eğitim ve Öğretime verdiğimiz değer... Sonra nesil yetişmiyor, diye şikayetlenmeler! Gerçi Bu Ülkede Ziraat fakültesi mezunlarının, mektupla öğretim gören mezunların öğretmen olarak atandığına şahit olmuş bir insanım.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İŞTE SÖZÜN BİTTİĞİ YER. BİR GÜMRÜK MUHAFAZA MEMURU ALIRKEN İNSANLARI DÖRT AŞAMADAN GEÇİREN DEVLET, ÖĞRETMEN ATAMALARINDA AYNI ÖZENİ GÖSTERMİYORSA, ORTADA BİR SIKINTI VAR DEMEKTİR.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İnsan yetiştirecek kadrolara daha fazla önem göstermek gerekemez mi?</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Şimdi bakıyorsunuz, Öğretmen formasyon uygulamaları, tam bir komedi konumunu korumaktadır. Ücretle alınan formasyon, yerine; gerçekten ciddi, planlı ve uygulamaya yönelik, eğitimi tercih edilmelidir. Okullarda; bu konuda rehberlik uzmanlarına, çok büyük ihtiyaç vardır. Rehberlik dersleri; sıradan dersler olmaktan çıkarılarak, ağırlığı olan iyi ve güzel hareket ve davranışların desteklendiği, o hareketlerin hayatın içerisinde uygulandığı; dersler olma özelliğini korumalıdır. İhtiyaç hissedilirse; Ödül verilerek, iyi ve güzel davranışlar desteklenmelidir. Bu alandaki boşluklar; pedagojik formasyon almış ilahiyat mezunlarının, ilave kurslardan geçirilerek, okullara görevlendirilmesi ile, kapatılabilir. Çünkü, özellikle; rehberlik uzmanı olan insanların, toplumun tüm değer yargılarını bilen, onları hayatında ilke edinmiş olan, zaman, zaman kendisi örnek alınacak davranışlarla, kendisini yetiştirmiş; insanlar olması gerekir. Toplumun tüm değer yargılarına; arkasını çevirmiş, insanların; rehberlik uzmanı olarak, görevlendirilmesinden, sonuç alınacağı kanısında değilim. Okullara el bombası koymak gibi bir şeydir.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Üstelik bu uzmanların sayıları artırılarak, daha az öğrenci ile uğraş vermesi temin edilmelidir. Bugünün gençliği hayatına bir yerden dokunan insanlardan daha fazla etkilenmektedir. Bu da rehberlik uzmanı konumundaki öğretmenlerin, değerini ortaya koymaktadır. Ancak çok sayıda öğrenciyi bir arkadaşa teslim ederseniz, ondan sonuç almayı beklemeyiniz. Bugün bilgi kadar önemli olan husus ilgidir. Alakadır. Gencin hayatına dokunmaktır. Herhangi bir dersten daha önemli olduğuna inanmaktayım. Hatta rehberlik uzmanlarının okul onur kurulu ile ortak çalışması sonucu, düzgün, ahlaklı, seviyeli, öğrencilere ÖSYM sınavlarında ek puan verilmelidir. Böylece doğruluk, düzgünlük teşvik edilmiş olur... Amaç; bilgili, donanımlı, doğru düzgün, vatansever insan yetiştirmek değil midir?</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Eğitimin temel amaçlarından bir tanesi; topluma, sağlıklı, dürüst, doğru davranışları hayat tarzı olarak benimsemiş, insanları yetiştirmek olmalıdır. İnsanlar eşya değildir. Bilgi hamalı yapmak, sadece bilgi ile; donatmak aldatıcı bir durumdur. Bu durumdan en kısa zamanda; ayrılmamız şarttır. Gençliğimiz; toplum içerisinde, davranış ve yanlış hareketleri yüzünden sorgulanır, hale gelmiştir. Bu tehlikeli bir gidiştir. O nedenle; tüm kötü alışkanlıklara meyli olan, bağımlılıkların esiri olmaya namzet bir nesil gelmektedir… Aman dikkat… Biraz dikkat… Gençlerimiz geleceğimiz ise, harcayacağımız emek, ayıracağımız aman da o kadar fazla olmalıdır...</span></span></p>