Adı, Pierre LOTİ.
Bir subay.
Bir Fransız subayı.
Üstelik çoğu Avrupalı gibi cinsel sapık.
Bu adam ne Avrupa´nın tek subayı, ne de tek sapığı.
Ona diyeceğimiz yok.
Ona tamam da;
Peki, bu sapığın adının onlarca sahabe kabrinin olduğu, İstanbul´un en mübarek beldesinde ne işi var.
Üstelik Yavuz Sultan Selim Han´ın kudretli hocası İdris´i Bitlisi´nin ismi kazınarak bu sapığın adı verilmiş.
Aradan neredeyse yüz yıl geçmiş.
Ama haala bu ayıbı bile temizleyememiş iken;
Kalkıp Fransız mallarına boykot başlatmak!
Her ne kadar daha önce başka ülkeler için defalarca denemiş olsak ve en uzunu bir hafta sürse de, boykot güçlü bir silah.
Ve yeri gelince yapmak lazım.
Ama
Gelin önce şu ayıptan kurtulalım...
***
"Soykırım mutlak netice vermez. Hem zahmetli, hem masraflı hem de risklidir.
Mutlaka "kılıç artığı" birileri kalır ve mücadele bir yerden sonra yeniden başlar.
Bir milleti biyolojik olarak değil ama artık kendisi olmaktan çıkıp adeta yaşayan ölülere dönüştürmek isterseniz o milletin yazısına ve diline müdahale edin. Alfabesini değiştirin, dilini bozun; sonrada arkanıza yaslanıp seyredin. Her şey istediğiniz gibi olacaktır."
(Prof. Dr. Teoman DURALI)
Bu sözler derinden sarsıyor insanı değil mi dostlar...
Hele geldiğimiz safhayı düşününce şerha şerha oluyor insanın yüreği.
Keşke diyorum; Türkçe de yasaklansaydı.
Belki o zaman halk diline sahip çıkar da; hiç değilse kendini muhafaza ederek, bir kabile diline dönüşmekten kurtulurdu.
