<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bütün çabamızla, daha fazla maddi imkana sahip olarak; sözde refah, mutluluk, huzur, içerisinde yaşamayı hedeflemişizdir. Sanki, maddi imkanlarımız genişleyince; saydığımız kavramlar, gelip hayatımızın baş köşesinde yerlerini alacaklardır. Asırlardan beri; yapılan bu hata, kendisini bir doğal felaket gibi hatırlatarak; zaman, zaman; insanoğluna yaptığı yanlışı hatırlatmak adına, felaketler zinciri olarak ortaya çıkmıştır. İstenmeyen, arzu edilmeyen; binlerce ahlak yoksunu olay, tüm gerçekliği ile sahnede yerini almaktadır. Ona paralel olarak, şiddet, kıskançlık, çekememek, iftira, yalan söyleme, cinayet v.s. almış, başını gidiyor. Tüm Dünya finansal gurupları, insanları maddi açıdan doyurmanın derdine düşmektedir. Bu uğurda milyarlarca harcamalar, yapılmaktadır. Amaç, bellidir. İnsanoğlunu maddi açıdan, zengin etmektir. Nedense; ahlaki davranışların önemi, hep arka planlarda kalmıştır. İnsanın bu yönü hep unutulmuş, ihmal edilmiştir. Sonuç; çok kötü bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Bir nevi, insanlara; sizler beni nasıl ihmal edersiniz? Gibi, kendini hatırlatmaktadır. Eğer, ihmal ederseniz başınıza bu olumsuzluklar, gelir, der gibi; haykırmaktadır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Kimi, insanlar; bu çığlığın her sedasını bedenlerinin zerrelerinde hissederek irkilmektedirler. Bazı insanlar ise; bu çığlığı duymamaktadırlar, duymamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar. Çığlığı bedenlerinin zerrelerinde hissedenler; Etraflarına bakarak, Ne oluyor? Bize, diye sorgulama yapmaktadırlar. Kendilerince çözüm üretme çabası içerisine girmektedirler. Onlara göre; her alanda ahlakın yaşanabilir olarak hayata geçmesi gerekmektedir. Toplumun her kademesinin böyle bir duruma ihtiyacımız vardır. Öncelikle eğitim kurumlarında yıllardan beri; ihmal edilen ahlaki davranışların tanıtımının yapılarak hayata uygulanabilir hale getirilme çabalarının olmayışı her alanda ahlaki çöküntüyü beraber getirmiştir. Tespitlerinde bulunmaktadırlar. Bu konuda; Yüce peygamberin mesajında açıkça belirttiği üzere kendisinin güzel ahlakı yaşanabilir, olarak tamamlanması için; gönderildiğini söylemini hatırlatmaktadırlar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İŞTE SOSYAL MEDYADA yer alan bir bayanın çığlığı tüm kulakları çınlatsın. Tüm samimiyeti ile bugünkü bayanların bir kısmının durumunu özetlemiştir. O, şöyle değerlendirme yapmaktadır.;'' Bugün sosyal medyada çıplaklık özendirilmektedir. Çıplaklığı cesaret ve cesurluk kavramı ile ifade etmektedirler. Böylece bir nesli tamamen soyunur hale getirdiler. Sosyal medyada gencecik kızlar, evli kadınlar çıplaklıkta yarışıyorlar. Bugün ben erkekleri de anlamıyorum, önceden ibadeti olmasa da bir erkek kadınını kıskanırdı. Şimdi ise bazı erkekler hanımları yanında yarı çıplak yahut daha fazla çıplak halde iken her yerde, o karıları ile hava atıyorlar. Erkeklerimiz de değişti. Ben bugün bir kadın olarak bile, bir bayanı halka açık mekanlarda, lokantada yarı çıplak, hatta çıplak gece kıyafeti ile görmek istemiyorum. Bu bir özgürlük değil, bu bir saygısızlıktır, sorumsuzluktur...'' Evet işte bir bayanın ağzından halimiz...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Sadece ahlaksızlık bu alanda mıdır? Hayır her alanda aldı başını gidiyor... Tut tutabilirsen... Son günlerde çöpe atılan yiyecek maddelerini, fahiş fiyat uygulamalarını unutmamak lazım.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İnsanımız bugün her alanda çeşitli yakınmalarda bulunmaktadır. Bu yakınmaların temeline baktığımız zaman; Ahlaki öğretilerin olmadığını, insanlarımız tarafından terk edildiğini görmek için; fazla çabaya gerek yoktur. Çevremizdeki her davranışın içerisinde olması gereken, Ahlaki kuralları terk etmemiz sosyal açıdan bize büyük darbeler vurmuştur. Sahtekarlıktan, hırsızlıktan, aldatmadan, şiddetten, çalmadan, çırpmadan zevk alan insan durumuna gelmekteyiz. Ahlaksızlığı tercih etmenin hayatımızdaki yansımalarıdır. Yukarıda birkaç maddesini sıraladığımız olumsuzluklar, Bütün bunlara bağlı olarak; huzursuzluk, barış ortamının yok olması, insanlar arasındaki insani değerleri yitirmemiz, başımıza gelen örnekleri teşkil etmektedir. Bunun böyle olmasında hem kişisel olarak hem de kurumsal olarak eksikliklerimiz olduğu fikrini taşımaktayım. Başka bir deyişle; her alanda yaptığımızı zannettiğimiz, mesafe kazanma girişimlerinin ahlaki değerlerle bezenmediği zaman, bir anlamı olmadığını tecrübe ettik. Bu tecrübe edinme üzülerek söyleyelim ki; acı olaylarla olmaktadır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Doğrudur insanoğlu bilim ve teknolojide mesafe kat etmiştir. Ancak, bunun paralelindeki olumsuzlukların; hayatın içerisinde ahlakın olmadığından, zirveye doğru tırmandığı bir durumu yaşamaktadır. İnsanlar arasındaki tüm değerler kaybolmaya başlamıştır. Hangisini yazalım vefa, güven, dostluk, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, acıyı ve sevinci beraber hissetme, eşler arasında bile güvensizlik, Aile içi geçimsizlikler ve yanlışlıklar… Sayamadığımız onlarca kavram… Eğer her alanda; insana sadece yarar düşüncesini yerleştirerek, hep kazan, ne olursa olsun, hangi şartlarda olursa; durmadan kazanma fikrinin, ortaya çıkardığı sonuçlardır. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Tüm ilişkilerimizde Ahlak belirleyici olmak zorundadır. İşte o zaman insanlar arasındaki bir, çok tartışma ve eleştirme konuları, kendiliğinden ortadan kalkar. Sanki davranışlarınızı kontrol eden bir denetleyici gibi; Ahlakın sürekli hayatınızın içerisinde olması sizi sonuçta güvenilir, az hata yapan ve etrafında sevilen insan olarak kabul edilen bir, birey yapacaktır. Böyle bireylerden meydana gelen insan topluluklarında da daha az yanlışlar yaşanabilir hale gelir. İşte istenen sonuç da budur.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">O halde özlenen toplum hayalimizi gerçekleştirmek için her alanda tüm değer yargılarımızla beslenmiş olan; Ahlak kavramını yaşayalım ve yaşatalım. Örnek davranışlarla kendimizden sonraki nesillere, yaşatalım. Unutmayalım, Ahlak kavramının temel dayanağı inançtır. Allaha inanan, o imanı yüreğinde hisseden insanlar; ahlaklı olarak yaşamak zorundadırlar. Allaha inanan, bir insanın ahlaksızlığı; inancının zayıflığının gereğidir. En kısa zamanda; kendisini sorgulaması gerekir. Daha huzurlu, daha barış içerisinde bir ortam ve insanlar arasında güvenin yaygın olduğu daha ahlaklı günlere… Böyle bir ortam neden zor olsun ki? Sadece kendimizden başlayarak, kolay hale getirebiliriz…</span></span></p>