<p>Eskiden tatil siteleri yoktu, onların yerinde, kavun, karpuz ve narenciye bahçeleri vardı. <br />
Eskiden tatil köyleri yoktu. <br />
Bakmaya kıyamadığımız ormanlarımız vardı. <br />
Eskiden tatil de yoktu.<br />
Sıla i rahim vardı, eş dost, akraba ziyareti vardı, Ana kucağı, baba ocağı vardı. <br />
Bizim oralarda "Irız'ın değnek değişmesi" tabiri vardır. <br />
Ardıç değneği verip, boyalı diye kavağı almış Irız dedikleri. <br />
Son 40-50 yılımız aynen Irız gibi olduk hep. <br />
Bir söktüklerimize bakın bir de diktiklerimize<br />
Bir kazandıklarımıza bakın, bir de kaybettiklerimize.<br />
Bir sırtlandıklarımıza bakın bir de vazgeçtiklerimize... <br />
Elimizde kala kala hatıralar, hikâyeler ve doyumsuz anılar kaldı. <br />
Bir de, can çekişen ormanlarımız.<br />
Yetişir artık! Turistik tesislere verdiğimiz kurban. <br />
Yetişir artık! Devasa tatil köyleri için, ağaç katliamı. <br />
Irız'dan daha feci olanı ise; bindiğimiz dalı kesmek. <br />
Ormana kastetmek, sadece yakmakla olmuyor. <br />
Ormana betonu sokuşturmakta, yakmak kadar barbarca.<br />
İstanbul'un fethine işgal diyecek kadar bize uzak olan Turizm Bakanı, son genelgesini geri çekmelidir. <br />
Ormanlarımız en son kalelerimizdendir...<br />
Düşürmeyelim ki daha fazla düşmeyelim...<br />
</p>