<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Profesör Doktor Necmettin Erbakan’ı vefatının 10. Yıl dönümünde rahmet anıyorum. Erbakan için, Türkiye’nin neredeyse tamamında anma etkinlikleri düzenlendi. Sivas’ta düzenlendi mi? İşin doğrusu bilmiyorum. Haberimiz olmadı. Saadet Partisi, bu tür bir etkinlik yaptıysa bile bizim haberimiz olmadı. Ama her şeye rağmen Erbakan, bu millet için çok büyük gayret gösterdi. Sıfırdan bir parti kurdu. Yılmadan, yorulmadan ve çekinmeden partisini iktidara getirmeyi balardı. Kurduğu partiler dönem dönem kapatılmış olsa dahi savunduğu fikriyatı ve davasından vazgeçmedi. Koalisyonla da olsa partisini iktidar yapmayı becerdi. Bugün halâ iktidarı döneminde uyguladığı politikalar halkın dilinde. Türkiye’yi borç sömürüsünden kurtarmak için uyguladığı “Denk Bütçe” sistemi ve kamu işçileri için uyguladığı “Eşel Mobil” sistemi konuşulmaya devam ediyor. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Burada Erbakan’ı ne kadar anlatsak emin olun bu satırlara, sütunlara sığmaz. Yobaz, yeşil komünist, Türkiye’ye İran Modeli bir şeriat düzeni getirecek diye gösterilen ve devletin asla teslim edilmemesi gereken insanlar ve siyasi yapı olarak sürekli bir algı operasyonuna maruz kalan Erbakan, bütün zorlukları sabrederek, çalışarak ve demokratik teamüllere uyarak yendi. Asla, şiddeti tasvip etmesi. Batıdan-doğuya, kuzeyden-güneye bütün insanlarımızı bir bütün olarak gördü. Asla insanları ötekileştirmedi. Enerjisini ülkenin sorunlarını çözmeye ve üretim politikaları geliştirmeye harcadı. Ve sonucunda bir anlayışın devrimini yaptı Erbakan. Bu anlayış ve “Milli Çizgi” sayesinde bugün Türkiye, Milli bir devlet, Büyük Türkiye Cumhuriyeti anlayışının gerçekleşmesi yolunda büyük adımlar atıldı. Suriye, Irak, Libya ve en son Karabağ. Bunlara içerideki ve dışarıdaki terörle olan mücadele işte bu anlayışın ürünüdür. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Peki, Erbakan’ı bugün savunanlar(!) mesela partisini bugün yönetenler acaba yukarıda anlattığımız Erbakan’ın anlayış ve isteklerini ne kadar karşılıyor? İstanbul’un, kaybedilmesinde bugün bu partiyi yönetenlerin ne vebali ve sorumluluğu var mıdır? Hadi bunları geçelim. HDP’nin içerisinde yer aldığı ve yönlendirdiği bir ittifakta yer almak neyin nesidir? Önceki gün Erbakan’ı anma toplantısında baktım maazallah Kılıçdaroğlu var, Babacan var, Davutoğlu var, Mithat Sancar var. Yani PKK’yı eleştiremeyenler. PKK’nın yaptığı terör eylemlerinde “PKK diyemeyenler” var. Temel Karamollaoğlu da konuşuyor, “Biz, ekmek için aş için bir aradayız. Erbakan’ın mücadelesi buydu” diyor. Hayır(!) Erbakan’ın mücadelesini bu kadar basite indirgemek Erbakan’a haksızlık olur. Erbakan, Büyük ve Tam Bağımsız Türkiye hayali kurdu. Ömrünü bunu gerçekleştirmek için harcadı. Selahattin Demirtaş haksız yere içeride yatıyor, bu adalet değil diyen Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları neyin mücadelesini veriyor anlamış değilim!</span></span></span></p>