Cumhuriyet Üniversitemiz, Sivas´ımızın göz bebeği. Şehrimize ekonomik, kültürel ve diğer katkıları küçümsenemez. Belki, üniversitemiz bugün pek çoğumuzun beklediği, umduğu noktada değil. Ancak yine de sahip olduğu öğrenci sayısı ve akademik personeliyle birlikte şehrimize ciddi katkılarda bulunuyor. Bugün üniversiteyi, Sivas´tan çekip alsanız ki, bunu düşünemiyorum bile, şehir çok ciddi zarar görür. Onun için biz Cumhuriyet Üniversitesinin 44. Kuruluş yıldönümünde konuyu manşete taşımış ve üniversitemizin kıymetini bilelim demiştik. Fakat öyle anlaşılıyor ki, üniversitemizin kadrini, kıymetini bilmeyenler var. Öyle anlaşılıyor ki, olaya halen çıkar eksenli, rant eksenli, şantaj eksenli yaklaşanlar var. Ve yine öyle anlaşılıyor ki, bazı akademisyenlerimiz ya da diğer bazı personeller işine, gücüne bakıp, ilimle, irfanla uğraşacağına başka başka şeylerle uğraşıyor. Sonuç ne? Sonuç ne mi? Cumhuriyet Üniversitesi yalan yanlış şeylerle maalesef ülke gündemine geliyor. Ve cidden yazık oluyor. Hem üniversitemizin imajı hem de şehrimizin imajı olumsuz etkileniyor. Ha, kimse buradan şunu çıkarmasın, yapılan yanlışlıkları, yapılan olumsuzlukları söylemeyelim, yazmayalım. Böyle bir şey yok. Kimse bunu beklemesin. Biz de, herkes şunu bilsin ki, yanlışlıkları hedef alır ve buradan sizlerle, Sivas Kamuoyuyla paylaşırız, yazarız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Gelelim asıl konumuza. Herkes bilir ki, Cumhuriyet Üniversitesinde rektörlük yarışı başladığı zaman ben açıkça Alim Bey, Rektör olmalı diye görüş belirten birisiyim. Hatta Kanal 58´te o dönem yaptığımız ?Ahkam Saati? adlı tv programımızda da bu konuyu tartıştığımız zaman da ben, Alim Yıldız lehine görüş belirtmiştim. Şimdi tabii neredeyse 2 yıl bile olmamaışken nedir bu aleyhte kampanya, nedir bu itibarsızlaştırma furyası anlamış değilim. Aslında ben de Üniversitemizin bugünkü durumunu ele alan bir yazı kaleme almak istiyordum. Alim Yıldız´ın, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü olmasından sonra üniversitemizin dünü ve bugününe eleştirel bakıp, beğendiğim ve beğenmediğim konuları sizlerle paylaşmak istiyordum. Ancak önceki hafta bir Ulusal TV Kanalı ve ardından yine bir ulusal gazetede Cumhuriyet Üniversitesi ve Alim Yıldız tam sayfaya varan aleyhte bir haber furyasıyla hem konuşuldu hem de yazıldı. Hatta daha sonra MHP Sivas İl Başkanlığı bir açıklama yapmış ve eski bir milletvekillerinin açıklamalarının kendi görüşleri olmadığını söylemişlerdi. Konuyla ilgili haber gazetemizde de yayınlanmıştı.
Türkiye´de onca üniversite varken ve onca yanlışlıklar yapılıyorken durup dururken neden Alim Yıldız ve Cumhuriyet Üniversitesi hedefe kondu? Bunu konuşmamız gerekiyor. Anlaşılan birilerinin arpası ciddi şekilde kesilmiş. Anlaşılan birilerinin rantı ciddi manada engellenmiş. Demek ki, Alim Yıldız bazı şeyleri göze almış ve bu cenahlarla mücadele etmiş. Anlaşılan içeride bugüne kadar nasiplenen, geçimini sağlayan ve rant elde eden kesimler var. Bizim beklentimiz ve desteğimiz Cumhuriyet Üniversitemizin, Türkiye genelinde hatta uluslararası arenada önemli, adından övgüyle bahsedilen bir eğitim kurumu haline gelmesi, getirilmesi. Maalesef bugüne kadar bu başarılamadı, yapılamadı. Bu, bundan sonra yapılır mı? Bekleyip, göreceğiz. Ha, Alim Yıldız bu işi beceremezse yani başarısız olursa bunu da çıkıp söyler ve yazarız. Ama şimdi üniversite içerisinde yanlış işlerle uğraşan ve kendisine çıkar sağlayan kesim ya da kesimlerin bir ur gibi kesilip atılması gerekiyor. Eğer Alim Hoca da bu çarkın içine girerse şimdiden söyleyeyim, üniversitemiz daha gerilere gider. Yani Cumhuriyet Üniversitesi dün olduğu gibi bugün de birilerinin babasının çiftliği olmamalı. Yani birilerinin borusu ötmemeli. Yani başarılı olan ve işinde ehil olan insanlar öne çıkmalı. Birilerine akçeli makam ve mevkiler dağıtılmamalı. Ben, Alim Yıldız Hocanın katılımcılığa önem verip, daha şeffaf ve çok sesli bir yönetim sergileyeceğine inanıyorum. Bekleyip, görelim?