Çocukluk dönemi yaşantınızda hayal kırıklığı ve güvensizlik hakimse, yetişkin olduğunuzda bir daha kimseye inanmamayı seçersiniz.
Güveni tekrar kazanmanızın yolu herkesten duyacağınız şüphedir çünkü.
Sadece kendi dünyanızda kendi doğrularınızla yaşamak istersiniz. Bu savunma ile de yalnız ve yanlış bir dünya örersiniz kendinize.
İkili ilişkilerde insanlar birbirlerini biraz tanıdıktan sonra sizce neden uzaklaşmak isterler? İletişimden uzak bir hale gelirler. Yakın olmaktan kaçınmalarının temel sebebi görülmektir.
Neden görülmek bu kadar korkutucudur sizce?
Çünkü kişi hayatında sahte bir benlik geliştirmiş olabilir ya da kendi benliğini sevmiyor olabilir. Bu kişide yakınlaşmak endişe uyandırır. Yakınlaştığı zaman ortaya çıkacak olan bu gerçek henüz kişinin kendisinde kabul etmediği yanıdır.
Bu yüzden ilişkilerden kaçar, uzaklaşır ve saklanır. Çünkü korkar.
Kısa süreli ilişkiler yaşar. Çünkü kısa süreli ilişkilerde kabul edilme pozisyonu vardır ve onu rahatlatır. Derine dalınmaz, sorgulanmaz.
Bu kısa süreli ilişkilerde başlangıçlar tıpkı diğerleri gibi heyecanlıdır, devam etmek ise ürkütücü, bitirmek hazin sondur.
Cesareti olmayan bir insan başlangıç heyecanında kalmak ister çünkü kendi benliğiyle kalmak onu ürkütebilir, bitirmek ise korkutucu. İlişki ise, sorumluluk demektir ve bu hazır olduğu en son şeydir.
Diğer binlerce ihtimali de bırakmadan başlangıçlar denizinde durmaksızın açılır, sonunda kaçtığının kendisi bulduğunun ise hep bir başkası olduğunu anlayana dek..
Bağlanmayı ilk öğrendiğiniz ailenizi hatırlayın.
Güvensiz ve acı verici miydi ilişkiler? Eğer öyleyse yeni yakın bağlar kurmakta zorlanırsınız. Başlangıçtan çıkıp yakın olmaya geçerse kişi, yarasının fark edilmesinden korkar.
Merak etmeyin..
Kaçtığı yeni bir aşk ya da siz değilsiniz, eski bir yaraya hoş geldin demek istememekten kaçıştır o.
Onun üzerine düşüp, kendi üzerinize yıkılmak yerine.
Olduğu haliyle bırakın..
Köklü ve bağlı hissetmeniz dileğimle..