Devletimizin çeşitli anlamlarda, Bazı devletler tarafından; kuşatma altına alınmak istenmesini, hayretle izliyoruz.
Terör olaylarının zirve yaptığı şu günlerde; SAYIN BAHÇELİ´ nin yaptığı destek açıklamaları önemli buluyorum. Terör örgütüne, artık gereken en ciddi cevap verilmelidir. Gerekirse; O bölgeler(Kandil) çember içine alınarak, yerle bir edilmelidir. İfade ettikleri gibi; taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakılmamalıdır. Neden derseniz? Karşınızdaki insanlar, mertçe, yiğitçe savaşmamaktadırlar. Arkalarında kimlerin olduğu; ayan- beyan ortadadır. Hep kalleşçe, tuzaklara güvenerek, pusular kurarak, bu savaşı sürdürmektedirler. Her an, nerede, nasıl, hangi gizli tuzaklarla, bomba düzenekleri ile karşılaşılacağını bilemeyen güvenlik güçlerimiz; hayati tehlikelerle karşılaşmaktadırlar. O, zaman onlara en güzel cevap, en büyük kararı vererek; çevre içerisine alıp, imha etmektir. Onların anladığı dil budur. Fazla söze ve yoruma, gerek yoktur. Nihayet, SAYIN Cumhurbaşkanı da; aynı görüşü ifade etmiştir. Üstelik, terör suçuna bulaşanların, vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini, vurgulamıştır.
Ülkemiz, son günlerde birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç hissettiği zamanları yaşamaktadır. Birlikten; kuvvet doğar, sözü adeta bugünler için söylenmiştir. Ayrılık, ayrışma, parçalanma; doğal olarak toplumda ayrışımı, bölünmeyi körükler. Bu durum en çok bizim dışımızda; bizim gelişmemizi istemeyen, tüm güçlerin işine gelmektedir. Güçlü bir Türkiye, onların hiçbir zaman hazmedemediği, kabullenemediği bir gerçektir. Bu gerçeğin hep hayallerde kalması için; elinden gelen her şeyi yapacaklardır. Son günlerdeki, değişik terör olayları; oldukça dikkat çekicidir. Sınırımızdaki, hareketlilik, sürekli artarak; devam etmektedir.
Bunlar yetmiyormuş gibi; Sayın Kılıcdaroğlu´ nun, anlamsız açıklamaları; bana göre gündemi başka yöne çekme çabalarıdır. Böylece, siyaset gündemine oturmak istemektedir.
Toplum üzerinde, etkin bir rol üslenen; Medya kuruluşları, yapacakları yayın anlayışı ile; birlik ve beraberliğe destek vermek zorundadırlar. Bu bir zorunluluktur. Bu amacı; onlardan her zaman beklemek, hakkımızdır.
Tam tersine, bazı yorumcular, haberciler; Teröre, destek verici açıklamalar yapmaktadırlar.
Diğer taraftan, Toplumu meydana getiren değer yargıları ile direkt çatışan yayın anlayışı, toplumu meydana getiren insanlar arasında kargaşa ve ayrışma çıkarmaktan başka bir şeye yaramaz. Ahlaki değerleri hiçe sayarak yapılan yayınlar, bir gün ellerinde patlayacaktır. Bence, en fazla ben takip edileyim, çabası; öncelikli olarak, öne çıkmaktadır. Bu oranı yükseltmek adına, böyle tehlikeli işlerle uğraşmamak gerekir. Toplumun oluşmasına sebep olan mozaiği, çeşitliliği parçalamanın kimseye faydası yoktur.
Bölgemizde, yeteri kadar, hareketlilik vardır. Art, arda yeni girişimlere, açılımlara şahit oluyoruz. Bölgede yükselen ABD ASKERİ yığınağı; kim içindir. Hala, birileri, silahla donatılmaktadır. Özellikle, Rusya, İran, Türkiye, yakınlaşması; birilerini rahatsız etmektedir. Mısırda meydana gelen terör olayı; dikkat çeken bir olaydır. Ülkemiz, yas ilan ederek; kardeşlik gösterisinde, bulunmuştur.
Dengeler; her an değişmektedir. Çok uyanık olmak, zorundayız. Kuzey Irak, şu an sessizliğe bürünmüştür. BARZANİ, kenara çekilmiş gibi; gözükmektedir.
Kısacası; her an, çok değişik bir ortam ortaya çıkabilir. Oraya yabancı güçler, hem asker, hem silah yığmaya devam ediyorlar.
Bir de; içimizdeki gafiller, bu gerçeği bir görseler. Çok sevineceğim?
O bölgedeki depremde; yanlarında sadece, biz vardık? Bir görebilseler?
Bu Ülke insanı Yüce Medeniyetinin gereği; Dünya üzerinde nerede bir zulüm varsa; o zulme karşı tavır koyacaktır. Böyle olması da gerekir. Yardıma koşacaktır. Bizim inancımızın gereği budur. Bu tür olayları başka şeylere yorumlamak, boş işlerdir. Biz Dünya üzerindeki tüm zulümlere karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz...
Bizim dışımızda; Ülkemizi karıştırmak isteyenlerin, tek hedefi; vardır. Birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi ve bizi, biz yapan; değerlerimizi yıkmaktır. Gelişmekte olan Ülkemizin önüne; set çekmektir. Bu böyle biline... Anladınız mı?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?