Öncelerde, köylerde köy odaları var idi...
STK lar gerçekte güzel sivil toplum örgütleridir... HAKKINI vererek görevini ifa edenlere sözümüz olamaz... Ancak, bazı STK ların değişik zamanlarda insanların haftada bir araya gelmek için, kullandıkları mekanlar, gibi algılanmaya başladıklarını görüyoruz... Evvelden insanlar bu fedakarlıkları evlerinde yapıyorlardı... Şimdi ortak mekan bulmuşlar... Öyle ya evde hizmet misafire zordur...
Bazıları için, Faaliyet mi? Hadi canım sen de, O, da nedir? Mantığı var... Hatta mekanları başka bir sivil toplum örgütü ile birlikte kullanmak istemezler. Öyle orası, onlara aittir. Başkaları olamaz...
Bizler, bir araya geliyoruz ve arkadaşlarla, buluşuyoruz... Yetmez mi? Konumundalar...
EĞER sadece bu amacı güderek, başka hiçbir faaliyette bulunmuyorlarsa; bir faaliyet alanı bulma sancısını çekemiyorlarsa; o kadar paralar verip daireler, mekanlar tutmaya ne gerek var! Hepiniz bir araya gelin, memurlar lokali, gibi ortak buluşacağınız ortamları oluşturun, daha yararlı olur... Hem mekan israfı, hem para israfı olmamış olur...
Bakıyorsunuz onlarca sivil toplum örgütü ve bu kiralanan mekanlara verilen bol miktarda paralar. Kaç tane garibin derdine çare olur. Bizimkisi öneri...
Siyasi Partilerin kimi yöneticilerinin yaptığı ÖNEMLİ İŞLER!
Akıl vermek, amma kenarda durmaktır.
SİYASİ partilerin hep önemli yerlerinde görev alan insanlar, kendilerinin bulundukları yerden öğüt vermeyi çok severler. Arkalarından gelenlere hep fedakarlık yapmalarını öğütlerler, onlara aynı manadaki sözlerle hitap ederler ancak, iş ön sıraları veya baş kısımları paylaşmaya gelince; fedakarlık yapan insanların durumlarına, yüzlerine bakmadan KENDİLERİ hep daha yukarıyı, daha yukarıyı MAKAM VE MEVKİLERİ isterler... Kendilerine itiraz edenleri de ihanetle, emre uymamakla, ayrımcılık yapmakla suçlarlar... İşin doğası budur...
Her zaman olduğu gibi, her alanda hiyerarşik bir yapılanma korunur ve o yapılanma hep devam eder... Neden böyle? Diye sorduğunuzda doğru dürüst cevap alamazsınız!
KİMİ ZAMAN İSE, bazı insanlara güvenmediklerini ve yeteri kadar tanımadıklarını ifade ederler... Ancak, o da fos çıkar çünkü, en emanet edilecek şeylerini ehil olmayan ihanet edebilecek adamlara emanet ettiklerini acı tecrübelerle öğrenirler... BAKARSINIZ EN GERÇEKÇİ AYRIŞIMLAR, BU İŞİN EN ÖNÜNDE olan insanlar tarafından yapılır. Bakan olanlardan tutun, il yönetimlerinde görev alanlara kadar... Hayda trenden inen, inene... Amma sadık adamlar hala o oluşumun vazgeçilmez bekçileridir. Hep oradadırlar.
EY YETKİLİ KARDEŞİM BUNLARIN HEPSİ ADAM YETİŞTİRME meselesi sen adam yetiştirmeyi bilmiyorsan, yahut yetiştirdiğin adama güvenmiyorsan; O, SENİN SORUNUNDUR. Üstelik sana dışarıdan katılan adama hangi mantıkla güveniyorsun? En üst mevki ve makamlarla taltif ediyorsun. Senelerce sana hizmet eden adamın günahı nedir? O, zaman otur adam nasıl yetiştirilir, bir insana adam demenin ölçüleri nedir , hangi ölçü baz olarak alınmalıdır? Önce onları öğren... SONRA ciddi manalarda hedefleri önüne koy... Yoksa hiç ummadığın yerden, hiç ummadığın adamlardan yine darbe yersin...
Şu seçim sürecinde sosyal medyada bir tane dahi paylaşım yapma cüretini gösteremeyen insanlar, bugün pastadan dilim almak için, sahte cengaverler gibi, en önde savaşma modundalar. Hatta canını geleceğini ortaya koyarak bu uğurda gayret gösterenleri ve onların çabalarını küçümseme girişiminde bulunmaktadırlar. Öyle adamları görmemezlikten gelirler. Hatta bulundukları makamlarda olmasından rahatsız olurlar. Aslında o, süreçte kendilerini bir anlamda cephe gerisinde tutmayı başarmışlardır. Şİmdi ise, öne çıkma zamanıdır. Kimi resmi makamlardaki mevki sahibi insanlar ise, mevcut konumlarını korumak için her türlü seçim sonucuna göre pozisyon alma derdine düşmüşlerdir. Seçim sonrası ise, böbürlenerek, sahte girişimlerle yine en önde olmayı becerirler. Hatta yapmadıkları fedakarlıklardan söz ederler.
Kimi sivil toplum örgütleri de böyledir. Seçim sürecinde bir tane destek açıklaması yapmaktan çekinenler, şimdi koşunun en önüne geçme görevini üzerine almışlardır. Bir kahraman edası ile, öne fırlarlar.
Oysa, bu siyasi oluşuma yine tabanında küçümsediğin adamlar sahip çıkar, çıkmışlardır, çıkacaklardır... Bunu bir görev olarak kabul eden insanlar sahip çıkar. Vatanını, Milletini seven, Devletine hizmeti bir görev kabul eden sessiz çoğunluklar, isimsiz kahramanlar sahip çıkar.
EY, SİYASET MÜCADELESİ, HER ZAMANKİ GİBİ sen bu isimsiz kahramanlar sayesinde mesafe kat ettiğini unutursun... Hatta onları görmemezlikten, bilmemezlikten gelirsin. Göstermelik üç, beş övgüye değer sözler ile geçiştirirsin... Amma sen yine onları yeteri kadar ödüllendirmessin. En arka yerlerin sırasına korsun...
Ancak unuttuğun bir gerçek var. Zaten O tür insanlar sizlerden bir dünyalık beklememektedirler. Akıllarında ve fikirlerinde öyle bir düşünce yoktur. Onlar kendileri için bu işin bir görev ve sorumluluk olduğunun farkındadırlar. Kazançları ALLAH rızasıdır. Korkmayın, endişe etmeyin. Bir beklentileri yoktur... Sizlerde sadece bir selam, bir güler yüz beklerler...
GALİBA, günümüz siyasetinin doğasında bu var...
BÖYLE SİYASİ anlayış, olmaz olsun...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?