Öyle kurumlar var ki asla dokunamazsınız.
Zira, muhafızı CHP’dir.
Hatta bütçesini dahi tartışamaz, ne istiyor ne kadar istiyorlarsa verir, canınızı kurtarırsınız.
Mesela; Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü.
Adeta, Sabateyist tayfanın tepe tepe kullandığı ve şatafatlı geçimlerini üstüne yıktıkları... tam bir çiftlik.
Tacettin Ural’ın bir kitabında; 60 yaşın üzerinde yüzlerce balerinin, çok yüksek maaşlar aldığını yazıyordu.
Bu iddiayı yalanlayan da olmadı.
Gerçi niye yalanlasınlar ki.
Kimsenin kendilerine dokunamayacağından o kadar eminler ki.
Başta dedik ya.
Koruyucuları, kendilerini Bu Ülkenin sahibi ilan eden ve Dünyanın, Banka işleten tek partisi olma özelliğini halen koruyan CHP’dir.
Değil Opera ve Bale müdürlüğünden; herhangi bir balerinden bile hesap sormayı, rejim sorunu haline getirirler.
Zira CHP’nin mazereti hazır.
"Atamızın Emaneti"
Çankaya köşküne de, bu radde sahip çıkmaları bu yüzdendir.
13 milyonluk bir ülke iken Cumhurbaşkanlığına tahsis edilen ancak zamanla, bize yakışmayacak kadar kifayetsiz kalmasına bakmaz, cansiperane korur ve savunurlar...
Hem de “Kabe Arabın olsun, Çankaya bize yeter" ruhuyla…
Peki gerçekte öyle midir?
Yani gerçekten de CHP; Mustafa Kemal Atatürk'ten kalan bütün Kurumlara istisnasız sahip çıkar ve korur mu?
Evet diyenler yanıldılar...
Örnek mi?
Hemen vereyim,
Diyanet İşleri Başkanlığı.
Bu teşkilatı kim kurdu?
Mustafa Kemal ATATÜRK
Peki bu kurumun bugün en büyük düşmanı kim?
Tabi ki CHP.
Üstelik, Düşmanlıklarını hiç gizlemiyor ve her fırsatta derhal kaldırılsın diye tempo tutuyorlar…
Neden, her otu çöpü "Atamızın emaneti" jargonuna bağlayan CHP, bir başka emanet olan Dlyanete düşmandır…???
Bunun cevabını vermek de; önce CHP ye, sonra da yancısı Saadet Partisine düşer…