Son dönemlerde hem ülkemizde hem de dünyada ırkçı söylemler ve eylemler ön plana çıkmış durumdadır. Özellikle siyasilerin söylemleri ve tutumları, bu durumun ortaya çıkmasında en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Avrupa´da yapılan son seçimlere nazar ettiğimizde de, milliyetçi ve ırkçı söylemleri olan siyasi partilerin oy oranlarının yükseldiği görülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde artık kavmiyetçilik üzerinden politikaların yürütüleceği, söylemlerin bunun üzerinden yükseleceği aşikârdır.
Dünyada ırkçılığın ayak seslerinin yeniden gür bir şekilde duyulmaya başlandığı bu süreçte, Türkiye´nin durumu ve Türklüğün algısı nedir ve nasıl olacaktır. Konu başlığımız üzerinden meseleye bakacak olursak Türklük normal şartlarda bir kavmin adıdır. Bu mevzuya tarih sahnesinden bağımsız olarak bakıldığında Türklüğün birçok etnik yapıdan bir farkının olmadığı söylenebilir. Lakin milletleri tanımlamak ve analiz etmek için kesinlikle mazilerine ve tarihin seyri içerisinde yaptıklarına ve yapmadıklarına nazar etmek şarttır. İşte Türk tarihine göz attığımızda durumun değiştiğini ve Türklüğün bir kavim olmaktan çıkıp, bir millet şuurunun adı, son dinin bayraktarı, mazlumların umudu, beklenen insanlar, kirli tuzakları bozan ve âleme nizam getirmenin söylemlerinin ötesinde icraatını bizatihi uygulamış ve yeniden uygulamak için yanıp tutuşan bir millet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı Avrupa İslam ile alakalı bir hususu ele alınca aklına Türkler gelmektedir. Amerika İngilizlerin Ortadoğu dedikleri bu topraklarda plan yapacağı zaman İslam coğrafyasının hamisi olan Türkiye ile istişareli adım atmak zorunda kalmaktadır. Her ne kadar görünürde ilişkilerimiz zayıf olsa da, Türki Cumhuriyetleri başları sıkışınca, bizim Türkiye diye bir ağabeyimiz var demektedir. Bu durum bize şunu kanıtlamaktadır ki, Türkiye algısı üzerinden yapılan Türklüğün bir ırkiyet müdafaası değil, büyük bir milletin tezahürüdür. Ancak bununla birlikte ırkçılık anlamında bir Türklük davası güden ve bu durumdan öteden beri nemalanan bir kesimde, ülkemizde maalesef mevcudiyetini azda olsa korumaktadır. Bunların çoğu İslam´ı özümseyememiş bir kesimdir. Hâlbuki Türkün şanlı mazisi, ideali, davası, hayali ve ruhu İslam´dır. Bizim mevzumuzda bu anlayıştır. Zira Türklük muhafazasını İslam´a borçludur. İslam´la müşerref olmayan Türk boyları ya benliklerini kaybetmişler, ya da asimile olup yok olmuşlardır. İslamın dışındaki Türklük bakışı, ırkçılığın ta kendisidir.
Aslında atalarımız ?Türk Milleti? derken meseleyi kökten çözmüşlerdir. Kavim, etnik yapı ve ırk kelimeleri bizim literatürümüzde neredeyse yoktur. Biz millet olmanın bilincini içselleştirmiş bir toplumuz. İslam milleti ile Türk milleti birbirinin kardeş ve anlamdaş iki tabiri konumunda vücut bulmuştur. Kimse bunu abarttığımı söylemesin. Mevzumuz matematik ilmi gibi ispat istemez, lakin yine de bunu ispatlamak icap ederse tarihimiz binlerce ispatı gösterir bize. Türkiye´yi klasik bir İslam devleti ve halkıda Müslüman halklardan biri olarak tanımlayanlar, tarihi bilmeyen körlerden bile tenkit alır. Zira Anadolu insanı aşk ve vecd ile yanıp tutuşan ilay-ı kelimetullah neferidir. Sadece Müslümanların değil diğer halklarında sığınacağı bir kaledir. İspat isterseniz anlatalım. Bosna´da Avrupa´nın orta göbeğinde o medeni (!) insanların gözü önünde Sırplar 1993-95 yıllarında katliam yaparken, Türkiye haricinde bir İslam ülkesi koşabildi mi imdatlarına? Halepçe´de Kürtler katledilirken Tunuslular bir gösteri yapabildiler mi? Hama ve Humus yanıyorken Türkiye dışında hangi Afrikalı İslam ülkesi yardım elini uzattı? Dünyanın gözü önünde Filistin inim inim inlerken Mısır´dan veya Arabistan´dan hangi tavır sergilendi ve hangi yaptırımlar yapılabildi? Doğu Türkistan bir asırdan fazladır soykırıma tabi tutulurken bir arap ülkesi gidip kardeşlerimizin yarasına merhem olabildi mi?
Sudan açlıktan kırılırken Birleşik Arap Emirliklerinin veya Bahreyn´in hangi zengin sarayından orda ki Müslüman kardeşlerimize bir gıda paketi gönderildi? Bruma´da Hindular bir milyon kardeşimizi satırlarla keserken Ortadoğu´nun ve Orta Asya´nın petrol ülkelerinden kaç lira yardım gönderildi oralara. Kenyalı Müslüman kardeşlerimizin dertleriyle ilgilenen kaç Endonezya ve Malezyalı kuruluş yer almaktadır? Azeri kardeşlerimiz ve Dağlık Karabağ halkı Ermeni çetelerinin suikastlarıyla çırpınırken İran´dan nasıl bir destek gitti acaba? Suriyeli kardeşlerimiz zalim bir kralın zulmünden kaçarken bu trajediye hangi İslam ülkesi dikkat çekip Türkiye´ye destek olabildi? El cevap hiç kimse? Ama burada saydıklarımız ve daha onlarca mevzu konusunda sayamadığımız her konuda Türkiye´nin ve Türklerin müdahalesi olmuştur. Her yere imkân ölçüsünde koşulmuştur ve durmaksızın koşmaya ve daha çok yara sarmaya da devam edilecektir. Çünkü bu millet dün olduğu gibi bu günde yaptıklarını sadece rıza-ı ilahi için yürüten bir anlayışın hamuruyla yoğrulmuştur. Böylesine bir millete Türklük davası içerisinde ırkçılık yapıyor demek serseriliktir. Yine ifade ediyorum az bir kesimin faşist söylemlerini ekseriyetin üzerine çıkarmak haksızlık ve zulümdür. Ancak bu ifadeyi kullanan bir kısım aklı evveller, Diyarbakır Ulu Camii´nde namazdan çıkıp Allah ve din düşmanlarına, namazını kıldığı İslam´a değil zerdüştlüğe hizmet eden katil ve izansızlara karşı çıkıp, onların karşısında hakkı savunmak yerine Türklüğü yukarıda izah ettiğimiz çerçevede görenlere ırkçılık yaftasını vurmakla meşgul olmaktadır. Israrla diyorum ki, gerek vatanperver kürtler, gerek araplar gerek çerkezler ve diğer mensubiyetler de izah ettiğimiz Türklüğün önemli parçalarıdır.
Meselelere devletlerin ve hükümetlerin politikaları üzerinden bakılmamalıdır. Bir hükümetin bir mevzuyu yanlış yapmış olması milletin umumi hükmünün önüne geçmemelidir. Bu durum hem ülkemiz için hem de başka ülkenin insanı için geçerlidir. Sisi yüzünden tüm Mısır halkını töhmet altına almak, Salman yüzünden bütün Arabistan halkını aynı kefeye koymak ve Kadirov yüzünden Çeçenli kardeşlerimizin tamamını Rus ajanı ilan etmek bizim Müslümanlığımıza da, Türklüğümüze de ve tarihin yüklediği ?Türk Milleti? mefkûresine de yakışmaz. Herkes mensubiyetinin bir parçasıdır ve kimsenin buna karşı bir itirazı yoktur ve olamaz. Lakin bu memleketin bir geçmişi ve kardeşlik kültürü ile tarihsel seyrini göz ardı edip ayrılıkçılık yaparak başkalarını suçlayanlara da suskunluğumuzu bozmak mecburiyetindeyiz. Bugün Kırgızlar, Kazaklar, Azeriler, Özbekler, Gagavuzlar ve dahi birçok Türk boyunun üst kimliğinin adı Türk´tür. Bununla beraber herkesin mensubiyeti özelde saklı kalmak kaydıyla; başta ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere, gönül coğrafyamız içinde yaşayan ve bunların dışındaki toplumların halifeliğini yapmış Müslümanlarında tarihi geçmişlerinin üst kimliği de Türk´tür. Mayası İslam olan bu millete ve tarihte olduğu gibi bu milletle kol kola yürüyen ve İslam´ı yüceltmek adınagayret eden bütün kardeşlerimize selam olsun?