Tutsak edildiğim ülkenin topraklarından sesleniyorum.
Gömülmeden, şu sarp semayı nasıl aşayım?
Gerçeği yalan yemiş, hayalle başbaşayım.
Nefesim kesiliyor kendimi dinledikçe,
Can geliyor canıma az daha inledikçe.
Kökü çürük ağaçta yalvarırken emanım,
Sallanıyorum gözbebeğinde, yüreğimle zamanın.
Tutsak edildiğim ülkenin topraklarından sesleniyorum.
Nedir bu çırpınış; paça sökük, yaka kola.
Bir Zümrüd-ü Anka uçuyor, içimde sağa sola.
Hem ebeyim hem sobeyim, tek kişilik oyunda.
Hem hayat, hem ölüm yüreğimin koyunda.
Siyahın göbeğinde, iliklerim kan süzer.
İçimdeki çocuğu, sevdikçe dudak büzer.
Tutsak edildiğim ülkenin topraklarından sesleniyorum.
Kaç yağmur yağar, bilmem gözlerimin rengine.
Attığım taşlar döner, deryadaki engine.
Sabahı iki kucak getirir, şafak yine âma.
Bir sonraki gelişinde geceyi sarar sana.
Anadan üryan akıl, yalın ayaktır ruhum
Kalbimin atmasına izin verse gururum...
Leylifer