Önce, üç aylar´ın ruhunu özetleyen kışkırtıcı bir aforizma:
Yürek-ülkesi diye bir yer var. Yürek-ülkesinin çocuklarına bu dünya çok dar. Dolaşma boşuna diyar diyar... Baksana, iyi bak ama! Sana Şah damarından daha yakın O Yâr.
Rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi üç aylara girdik Allah´a (cc) hamd olsun.
Bahar mevsimiyle başlıyor üç aylar bu yıl: Çiçeklerin açtığı, yüzlerin güldüğü, Rahmân´ın Rahmet kanatlarını yeryüzüne bütün cömertliğiyle gerdiği bir toparlanış ve diriliş mevsimi bu.
Burada daha önce yazdığım bir üç aylar yazımı gözden geçirerek, genişleterek sizlerle paylaşıyorum yeniden.
DİRENİŞ, SİLKİNİŞ VE DİRİLİŞ MEVSİMİ
Üç aylar: Çok katmanlı, nefis bir mânâ iklimi; diriltici, leziz bir ?bahar? mevsimi...
Kendince Hakk´ı tesbih eden, kozmik teslimiyetin zirvesi dağın-taşın...
tohuma kucak açan toprağın...
ruh aşılayıcı bir nefesle durdurak demeden ince ince, sessizce esen rüzgârın...
gürül gürül akan, geçtiği her yeri sulayan, yıkayan, arındıran ve toprağı tohuma gebe bırakan ırmağın...
taptaze meyveler veren, yemişler armağan eden ağaçların...
hep birlikte, kendi dillerince, kendilerince eşlik ettikleri yeniden-doğuş, yeniden-doğruluş merasimi...
Muazzam bir toparlanış, arınış ve direniş, muazzez bir silkiniş ve diriliş bestesi. Ve herkese ruh üfleyici derin bir mânâ atmosferi.
BÜTÜNCÜL MÜSLÜMAN ZİHNİ VE HAYATI
?Mânâ? kelimesi ile ?manevî? kelimesi, aynı köktendir. Ruh ikizidir. İkisi de aynı kökten gelir, aynı kök´e yönelir, bizi de aynı köke yöneltir: Göğe yani.
Müslümanın fikrinde de, zikrinde de, şükründe de aynı Gök-ekini, aynı Ulvî Kaynak, meyve verir: Hayatın mânâ´sı, hem zâhir´e bakar, hem bâtın´a akar; böylelikle çift kanatlı, çok katmanlı bir dünya sunar.
Sadelik´le derûnîlik medcezirinde, bu dünya´yı, dünya´nın ayartıcı, geçici sınırlarını, sınırlamalarını aşar, insanı sonsuzluk deryasına taşır...
Müslüman´ın zihin, kalp ve ruh hayatında herhangi bir şeyin anlamı, hem fizik hem de fizikötesi anlamları ihata eder; varedici, hayat bahşedici, ruh´la beden´i bütünleştiren tevhîdî bir muhite işaret eder.
İşte hayatı, parçalı / seküler değil bütüncül kavrayan ve kucaklayan bu tevhîdî dünya idraki, üç aylarda adım adım, hazmedile hazmedile hayata geçirilir. Mânâ ile madde, öte´yle bura, enfüs´le âfâk, bâtın´la zâhir, iç´le dış, dikey eksen´le yatay eksen, görünmeyen´le görünen, bütün´le parça birleştirilir.
HİCRET RUHU VE ?BAHAR? ŞARKILARI
Üç aylar, ?hicret? aylarıdır. Hicret, ?göç? demek: Çürütücü eski hâli terketmek; yeni, yenileyici, ümmîleştirici, kirlerden arındırıcı kemâl derecelerine erişmek; ruh ışıması yaşamak, kanatlandırıcı bir ruh kıvılcımı çaktırmak demek: Hâlden hâle hicret, kemâl merdivenlerini tırmanma yolculukları...
Hicret, bir ?bahar? mevsimi şarkısıdır: Bütün hicretler, bir bahar mevsimi gibi, direniş ve boyveriş, silkiniş ve diriliş şarkıları besteler.
Her dem yeniden-doğuş, her ân yenilenerek doğruluş şarkıları.
Tarihi yapan, insana tarihte kanatlandırıcı bir yolculuk yaptıran yegâne itici güç, mülk âleminden melekût alemine doğru yolculuğa çıkılmasını sağlayan hicret ruhudur.
İşte üç aylar, melekût âleminden devşirilen leziz, gök-ekini meyvelerin tadıldığı, herkese tattırıldığı hicret ruhuyla yaşanan kutlu bir yolculuktur.
YÜREK-ÜLKESİ´NE ÇIKAN YOLLAR...
Recep ayı, rahmet ayıdır: Tohum düşer toprağa Recep ayında.
Direniş başlar: Kişi, dünyanın ayartılarına, nefsinin iğvalarına direnir. Hakikat tohumu ekilir.
*
Şaban ayında başka bir mertebeye geçilir: Rahmet yağar, gökten melekler ağar yeryüzüne saf saf...
Silkiniş gerçekleşir: Ağaç, meyveye durur.
Ramazan´da da müminlerin kalbini yıkar melekler; kirlerini temizler.
Diriliş, gerçeğe dönüşür: Ağaç, leziz meyveler verir.
Sonuçta, yürek-ülkesi´ne varılır: Hakikatin leziz meyvelerinden tadılır ve herkese tattırılır.
Bahar mevsimi, yeniden-doğuş, kök´ten doğruluş iklimi olur.
Sözün özü: Üç aylarda bütün yollar, yürek-ülkesi´ne çıkar...
Üç ayların yeniden toparlanışımıza ve yenilenerek doğruluşumuza vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz eder, üç aylar mevsiminin bizi ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiğimiz huzur, sükûn ve sürûr iklimine nihâî olarak eriştirmesini dilerim.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?