Evet, tam anlamıyla yaz aylarını iliklerimize kadar yaşamaya başladık. Tabii her ailenin yazı nasıl geçirdiği son derece farklılıklar gösterse bile.
Havuz, deniz, sahil severler kendisini Antalya, Bodrum, Marmaris gibi yazın buram buram hissedildiği şehirlere attılar. Lüks oteller, apartlar doldu taştı.
Sınırsız kahvaltı keyifleri, sınırsız eğlence fırsatları bu kişilerin ve ailelerin önüne sunuldu. Peki herkesin tatili aynı şekilde geçiyor mu?
Maalesef, hayır. Tatili çalışarak, para kazanmak için değerlendiren insanlarımız da oldukça fazla. Bakmaları gereken kalabalık bir ailesi olanlar için yaz tatili sahilde yürümek, denizde saatlerce yüzmek değil de sabahın ilk ışıklarından gecenin bir yarısına kadar güneşin altında çalışmak demek.
Bu durumda kârlı çıkanlar da var, tatilin tam olarak ne demek olduğunu bilemeyenler de.
Mesela otel sahipleri oldukça keyifli çünkü maddi kazançları bu şekilde kat kat artıyor. İnsanların memnuniyeti onlar için önemli evet ama diğer önemli olan şey de onların maddi kazançlar duydukları memnuniyet.
Yeryüzünde bulunan kimi durumlardaki eşitsizlik yine ve yeniden tatil konusunda da karşımıza çıkıyor.
Ailesi için koca 3 ayı güneşin altında çalışarak geçiren ve tatilden anladığı sadece evine gidip birkaç saat dinlenmek olan, maddi durumu bir yerlere gitmek için uygun olmayan insanlarımız da var. Diğer yanda maddi kaygısı bulunmayıp 3 ay boyunca değişik yerlerde tatil yapanlar da.
Hayat bu. Hiç kimse için şartlar, konumlar her zaman ve her yerde eşit değil.
