Dabayilerin bile haberi olmadığı çikolatası bu memlekette öyle bir pazarlandı ki, ama asıl pazarlanan Dabayi çikolatası değil, Dabayi kimliği idi. Meşruiyet kazandırılmaya çalışılan bu kimlik, özünde Türk kimliğinin dejenere edilmesinde yerine başka egemen kimliklerin becayiş edilmesinden başka bir şey değildi.
Yıllardır İsviçre çikolataları bu ülkede her markette, her bakkalda, neredeyse trafik ışıklarında dilencilerin elinde bile satılmakta iken, hiç bir zaman ülke ismiyle pazarlanmadı.
Maalesef bir takım tüketim köleleri ise bu tuzağa o kadar çok ve çabuk düştü ki…
En başta kemikle beslenen yağlı tosun medyası bu tuzağı hazırladı.
Sindirilen, kirletilen, silinen Türk kimliği ve buna ön ayak olan Türkücüler.
Vay ülkem vay...
***
Köyün birinde muhtar caminin minaresine çıkıp, "Ey ahali diye başlamış, bütün ahaliyi kalaylamış"
Aşağı inmiş, bakmış ki köylüler ellerinde sopalarla bekliyor. Bu defa köylüler başlamış, "Sen daha demin minareden kimi kalaylıyordun."
"Ben demiş, kimseyi kalaylamadım."
Yahu sen biraz önce minareden milleti kalaylamadın mı?
Ben minareye de çıkmadım ki demiş.
Şimdi anayasa değişikliği ile ilgili fikir beyan edenlerin tavrı aynı bu hikayeye döndü.
İlginç olan ise, ahaliden bile inananlar var ya..