Bir padişah, esirlerden birinin suçsuz yere öldürülmesini emretmiş. Askerler de o esiri öldürmek için padişahın huzuruna getirmişler. O suçsuz adam padişahı görünce kendi anadiliyle ona sövmeye, küfretmeye ve hakaret etmeye başlamış.
Çünkü büyüklerimiz : “İnsan eğer canından vazgeçerse, her istediğini yapar, her istediğini de söyler” demişler. İşte bu zavallı da padişaha ağzına geleni söylemiş.
Hani insan kılıç darbesinden kaçamayınca, sakınmak için kılıcın keskin tarafını eliyle nasıl tutarsa; hani nasıl zavallı bir kedi, köpekten kaçamayınca, geri dönüp köpeğe saldırırsa, insan da kurtuluşunun olmadığını anladığı zaman ağzına geleni söylermiş.
Padişah esirin devamlı konuştuğunu görünce vezire dönmüş ve sormuş:
--Bu adam hangi dilde konuşuyor?
--Efendim kendi anadiliyle konuşuyor.
--Peki, ne söylüyor bu adam?
Vezir güngörmüş, bilgili ve görgülü saygıdeğer bir insanmış. Adamın küfrettiğini söylememiş, padişaha:
--Efendim sizden af istiyor. Diyor ki “Cennet Öfkesini tutanlar, suçluyu af edenler için hazırlanmıştır” diyor. Zaten bu yüce kitabımız Kur’an’da da vardır.
Bu söz üzerine padişah o esire acımış ve hemen onu affetmiş.
Orada hazır bulunan kötü huylu bir vezir söze karışmış:
--Sen neden yalan söylüyorsun? Sen vezirsin, sana yalan söylemek yakışır mı? Padişaha dönerek;
-Padişahım bu esir size sövdü, küfretti, hakaret etti.
Kötü huylu vezirin bu sözlerine padişahın canı çok sıkılmış ve o kötü huylu vezire dönerek:
---Sus bakalım sen. Bana bu vezirimin yalan söylemesi, senin doğru söylemenden daha güzel geldi. Çünkü onun yalanı iyiliğe yönelik, senin doğru sözün ise kötülüğe yöneliktir, demiş.
Ne demişler: “Bir yalan iyiliğe neden olacaksa çekinme söyle; bir doğru da kötülüğe sebep olacaksa dilini tut, sakın söyleme.”
Çocuklar yalan söylemekten sakınalım. Yalan söylemek çok kötü bir davranış ve çok kötü bir alışkanlıktır. Durduk yerde yalan söyleyenler, bir süre sonra her fırsatta yalan söylemeye başlarlar. Kendini övmek için yalan söylerler. Başkalarını güldürmek için yalan söylerler. Bir başkasının zor durumda kalması için yalan söylerler. Yalanları da açığı çıkınca utanırlar, başkalarının yanında zor durumda kalırlar. Yalan söylemek hiçbir zaman hoş görülmemiştir. Ancak, birilerine zarar gelecekse, birilerini barıştırmak için küçük yalanlar söylenebilir. Bu hikâyede de Vezir bir zavallıyı kurtarmak için yalan söylemiş, bunun sonunda da bir kişinin ölümden kurtulmasına sebep olmuştur.