Oğuzhan SARZEP
Medicana Sivas Hastanesi Bariatrik Cerrahi Diyetisyeni Cansu Arslan, obezite ve diyabet cerrahisi olarak da adlandırılan bazı bariatrik cerrahi operasyonlarından sonra midenin hızlı bir şekilde boşalmasına bağlı olarak vücutta dumping sendromu gelişebileceğini söyledi.
Dumping sendromu durumunun temel noktalara dikkat edilerek önlenebileceğine dikkat çeken Dyt. Arslan ?Besin alımıyla birlikte mide bir depo gibi davranarak sindirimi başlatır. Besinler kontrollü bir şekilde sindirim yolunu izlerken uygulanan operasyon sonrası mide hacminin azalması ve boşalım süresinin değişmesi sonucu besin parçaları hızlı bir şekilde ince bağırsağa geçer. Bu hızlı geçişte dumping sendromunun temelini oluşturur? dedi.
?GENELLİKLE ERKEN DUMPİNG GÖRÜLÜYOR?
Dumping sendromunun yemek yedikten sonra geçen süreye bağlı olarak erken veya geç dumping olarak adlandırıldığını kaydeden Dyt. Arslan, ?Hastalarda daha sık erken dumping görülmekle birlikte nadir de olsa erken ve geç dumpingin birlikte görüldüğü durumlar da vardır? diye konuştu.
İSHAL, KUSMA, BULANTI BELİRTİLER ARASINDA
Erken dumping belirtilerinin sıklıkla yemekten sonraki 5 ila 30 dakika içinde, hasta henüz yemek masasından kalkmadan başladığını dile getiren Dyt. Arslan, ?Belirtileri arasında ishal, kusma, bulantı, mide gurultusu, şişkinlik, çarpıntı, yorgunluk, terleme, baş ağrısı, uzanma isteği vardır. Geç dumping sendromu ise yemekten 1-3 saat sonra ortaya çıkmaktadır. Titreme, terleme, bilinç bulanıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve açlık belirtileri arasındadır. Bu durumun görülme sıklığı ameliyattan 12-18 ay sonrasında azalmaktadır. Bu süre bağırsak adaptasyonu ve hastanın beslenme eğitimine göre değişim göstermektedir? ifadelerini kullandı.
ÖĞÜNLER SIK VE AZ OLMALI
Dumping Sendromu gelişmemesi için az ve eşit miktarda, sık öğün tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Arslan, ?Şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketimi kısıtlanmalıdır. Özellikle hazır meyve suları, reçeller, kekler, dondurmalar gibi rafine şeker içeren paketli ürünlerden uzak durulmalıdır. Kuru baklagiller, sebzeler, meyveler, tahıllar gibi kompleks iyi karbonhidrat kaynakları seçilmelidir. Yemekle birlikte sıvı tüketimi sınırlandırılmalıdır. Yemekten 30 dakika önce ve sonra sıvı alınmalıdır. Besinlerin tamamı iyice çiğnenmeli ve yavaş yenilmelidir. Her öğünde protein kaynağı olmalıdır. Posa alımı artırılmalıdır. Doğal posa kaynaklarından nohut, fasulye gibi kuru baklagillere, tahıllara, sebzeler ve meyvelere beslenmede yer verilmelidir? açıklamasında bulundu.
?YÜKSEK GLİSEMİK İNDEKSLİ
BESİNLER TERCİH EDİLMEMELİDİR?
Tüketilmesi gereken besinleri de sıralayan Dyt. Arslan, Düşük glisemik indeksli dediğimiz besinler seçilmelidir. Kuru fasulye, mercimek, nohut, soya fasulyesi, börülce, tam tahıllar, yoğurt, elma, armut, erik gibi düşük glisemik indeksli besinlere yer verilirken beyaz unlu besinler, pirinç, patates, beyaz ekmek, rafine şeker katkılı ürünler gibi yüksek glisemik indeksli besinler tercih edilmemelidir? şeklinde konuştu.
