Fatih TABUR
Geçtiğimiz hafta Cuma günü Elazığ Sivrice merkezli 6,8 büyüklüğünde meydana gelen deprem ilimizde de şiddetli bir şekilde hissedildi. Depremi fark eden bazı vatandaşların kendilerini dışarı attığı Sivas´ta zorunlu deprem sigortası gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi.
Birçok ilçesi birinci derece deprem kuşağında bulunan Sivas´ta, deprem sigortası bulunan konut sayısına ilişkin veriler Sivas´ın DASK poliçelerindeki karnesinin zayıf olduğunu ortaya koydu.
Sivas İrade Gazetesi´nin Doğal Afet Sigortaları Kurumu´ndan (DASK) derlediği bilgilere göre ilimizde bulunan konut sayısı 130 bin 140, yaşayan poliçe sayısı ise 51 bin 432 olarak açıklandı. Bu verilerle birlikte Sivas´ta bulunan konutların yaklaşık yüzde 60,5´inin sigortasının olmadığı tespit edildi.
SİVAS´IN DEPREM RİSK HARİTASI
DASK; Sivas´ın ilçe ilçe deprem risk haritasını da çıkardı. DASK verilerine göre Akıncılar, Suşehri, İmranlı, Doğanşar, Koyulhisar ve Zara birinci derece deprem kuşağında yer aldı. Hafik ilçesi ikinci derece deprem kuşağında yer alırken; merkez, Gemerek, Yıldızeli, Divriği, Altınyayla, Şarkışla ilçeleri üçüncü derece deprem kuşağında; Gölova, Kangal, Ulaş ve Gürün ise dördüncü derece deprem kuşağında yer aldı. Deprem konusunda hareketli bir konumda bulunan Sivas´ta sigortalı konut sayısının artırılması hususunda hassas davranılması önem arz ediyor.
İlimizde faaliyet gösteren sigortacı Bekir Tanyıldız, deprem sigortasının önemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
?MECBURİ OLDUĞU İÇİN YAPILIYOR?
Tanyıldız, ?Elazığ ve Malatya´da yaşanan olay bize her şeyden önce bir deprem ülkesinde yaşadığımızı hatırlattı. Bu durumun hatırlanması birtakım acı gerçekleri de gün yüzüne çıkardı. Bunlardan en acısı ülke olarak depreme hazırlı olmayışımız. Yaşanan olayın acısını millet olarak yüreğimizde hissetmemizin yanı sıra ülke olarak deprem için de elimizden geleni yapmayı kendimize görev edinmeliyiz. Sigorta acenteliği üzerine faaliyet gösteren birisi olarak ilimizde yeteri kadar önemli görülmeyen DASK konusuna değinmeyi kendime görev biliyorum. DASK Sivas´ta yalnızca kamu kurumlarının zorunlu tuttuğu hallerde, resmi işlemler esnasında mecburi olduğu için yapılıyor. Zorunlu durumlar altında yapılan poliçelerin canlılığı bir yıl sürüyor daha sonra ise yenilemeleri ihmal edilip unutuluyor. Vatandaşımız evini teminat altında olsun diye sigorta yaptırmıyor. Burada önemli bir konu da şu: Deprem sigortası yaptırsa dahi DASK poliçesi sadece binanın bedelini ödüyor. Eşyaların ve emtianın bedeli teminat dışı kalıyor. Bunun için ayrıca yangın sigorta poliçesi yaptırması da gerekiyor? dedi.
?KÖYLERDEKİ BİNALAR DA KAPSAMA ALINMALI?
Vatandaşların sigorta denildiğinde sadece trafik ve kasko poliçelerini düşündüğünü kaydeden Tanyıldız, ?Deprem ve yangın sigortası akıllara ancak böylesine felaketler sonrası geliyor. Vatandaşımızın bilgi eksikliği olduğu diğer bir konu da deprem ve yangın sigortalarının kapsamı. Deprem sigortasındaki teminat sadece doğal afet olması durumunda binanın bedeliyle alakalıyken yangın sigortası kapsamına binanıza bir aracın çarpması sonucu binanızın yıkılması girebiliyor ve yangın poliçeniz bu hasarı ödüyor. Bu kapsamda bilinmesi gereken bir diğer husus köy yerleşim yerlerindeki binaların DASK kapsamı dışında olduğu. Belediye denetimi olmadığından köyler kapsam dışı tutulmuştur. Son çıkan yönetmelikte köylerde yapılan binaların denetimini ve ruhsatlandırma işlemlerini il özel idaresi yapmaktadır. Ancak Elazığ ve Malatya´yı etkileyen büyük deprem göstermiştir ki köyde yaşayan vatandaşlarımızın da mağdur olmaması için köylerdeki binaların da DASK kapsamı içine alınması gerekmektedir? dedi.
?SİGORTA KONUSUNDA İNSANLARIMIZI
DAHA ÇOK BİLİNÇLENDİRMELİYİZ?
Tanyıldız, konuşmasını şu ifadelerle devam ettirdi: ?DASK kurumu, sigorta yaptıran vatandaşlarımızın biten poliçelerini yeniletmesi için bir ay öncesinden SMS yoluyla bilgilendirme yapmakta, ayrıca 125 ALO DASK servisi tarafından da aranıp, bilgi verilmektedir. Tabii ki bu hizmetler vatandaşı acenteye yönlendirmekte. Asıl iş yine vatandaşlara düşmektedir. İşin özünde ?zorunluydu yaptırdım, şimdi ne gerek var?´ diye düşünmek yatmaktadır. Bu ise tahmin edilenden çok daha ağır sonuçlar doğurmaktadır. Her şeyden önce bu düşünceden kurtulmak gerekmektedir. Evet önce insan sağlığı ama canımızdan sonra da mal varlığımız gelmektedir. Sigorta konusunda insanlarımızı daha çok bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bu konuda hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Özellikle acentelerin müşterilerine bu sigortalar hakkında daha geniş bilgi vermesi gerektiğini düşünüyorum. Allah ulusumuza bir daha böyle bir doğal afet vermesin. Bizler ise gerekli önemleri alıp, binalarımızı daha sağlam yapıp, deprem kuşağındaki coğrafyamızın risklerini anlayabilme bilinciyle gereken her şeyi yapmalıyız. Tüm milletimize geçmiş olsun diliyorum. Depremde hayatını kaybedenlere Allah´tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.?
