Bir Garip Vaka, Kılıçdaroğlu!

21-04-2021

1239 OKUNMA

Bir yarışta, bir müsabakada, bir rekabette taraflar ne kadar çetin, ne kadar zorlu, ne kadar donanımlı olursa, gerek yarış, gerek müsabaka, gerekse rekabet o kadar kaliteli ve zevkli olur. İzleyenlerde o derece haz duyar. Kırılabilecek rekorlar, rakiplerin kalitesinden ortaya çıkar. Yoksa sonucu belli maçlara döner ki, bu ne seyircilere nede rakibe tat vermez. Ülkede son yıllarda gördüğümüz manzara aynen böyle maalesef. Allah’ım, neydi günahımız? Yönetimine talip olduğu koskoca ülkede, milletinin tarihini bilmiyor. Dinini, örfünü adetini bilmiyor. Hatta dilini bilmiyor. Entellektüel birikim desen, oda yok. Proje olunca böyle oluyor demek ki. Bundan tek memnun olabilecek taraf iktidar olabilir. Ama millete kabak tadı vermeye başladı. Nedir bu çektiğimiz seviyesizlik, kalitesizlik. Tahmin ettiğiniz gibi ülkemizdeki siyasetten ve siyasi rekabetten bahsediyorum. Özellikle Kılıçdaroğlu'ndan dem vuruyorum. Tamam, kitlesi memnun olabilir, bütün bunlara katlanarak razı gelebilir. Başka çıkar yolları olmayabilir. Ama bu millete acıyın artık. Düşünün, iki üniversite mezunusun, bir kaç yabancı dil biliyorsun, bilmem nerelerde master yapmış, müthiş bir donanıma sahipsin. Ama beni yönet diye Kılıçdaroğlu'na oy veriyorsun. Bunun ne kadar acı olduğunu biliyor musunuz? Şu mütevazi köşemde yazacağım konularda bildiğim meseleleri bile tekrar araştırıp teyit ederek yazmaya çalışıyorum. Önce okuyucuya sonrada kendime olan saygım bunu gerektiriyor. Adam, her gün milyonların önüne çıkıp her konuda konuşuyor ama dile getirdiği konularda bilgi sahibi olma ihtiyacı hissetmiyor. Söylediklerinin ilmi, milli, dini ve tarihi gerçeklikle alakasını önemsemiyor. Adab-ı muaşeret ve seviye endişesi olmadığı için, hakkında açılan davalarda ödediği tazminatları karşılamak için partide fon oluşturulmuş. Yaptığı gaflardan, kırdığı potlardan Kılıçdaroğlu'na mahsus bir literatür oluşmuş. Buna da tamam. Ama bu millete acı arkadaş. Biraz tarih oku, bu milletin inandığı dini araştır, tarihini öğren. O kadar danışmanın var onları görevlendir. İnsan kendini bunca yıl bir milim geliştirmez mi? Merak eder, bu böyle daha ne kadar gidecek diye. Eyvallah, her şeye rağmen sana oy verecek bir kitle var, kabul. Ama bizlere acı Allah aşkına. İddialı olduğu "hesap uzmanlığı" konusunda kişinin iyi matematik bilmesi gerekir değil mi? Yahu onu da bilmiyor. En son bu ülkenin 10 milyon işsizini, 40 bin muhtarlığa birer tane özel kalem müdürü olarak atadı da, kalan 9 milyon 960 bin kişiyi açıkta bıraktı. Ayrıca geçmişte genel müdürlüğünü yaptığı SSK’nın durumu çoğumuzun malumudur. Yakın siyasi tarihimizde çok güzel rekabetler görmüş bir nesil olarak bu durum ağırımıza gidiyor. Artık kaldıramıyoruz bu işkenceyi. Geçenlerde sosyal medyada biri Kılıçdaroğlu ile Erdoğan tv de tartışsın demiş, güldüm. Matematikte elma ile armut toplanmaz. Aynı terazinin kefesine ikisini koymak Allah'tan revamı? Bu terazi bu sıkleti çeker mi? İnsan kendisiyle bu kadar çelişir mi? Bir söylediği sözle, yıllar sonra değil aylar sonra da değil, haftalar sonra, günler sonrasında zıddını söyleyip çelişebiliyor. Yahu konuştuğu aynı program bitmeden dakikalar içinde tenakuza düşüyor. Bu kadim millet buna mı düçar oldu. İnsanımıza kıymayın, millete yazık etmeyin. Memlekette adam mı kalmadı? Samimi dileğimdir. Vaziyet iktidarın işine gelse de, acilen, çok ivedi bize donanımlı, ilkeli, bilgili, tutarlı, konuştuğunda saygı uyandıran bir ana muhalefet lideri lazım. Şahsen bu ızdıraba daha fazla tahammülümüz kalmadı. Saygılarımla…