Öncelikle Elazığ ve civarı illerimizde depremi yaşayan tüm insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor,ölenlere Allah´tan rahmet,başta yakınları olmak üzere tüm milletimize başsağlığı diliyorum.
Elazığ´da 24 Ocak 2020 itibariyle yaşadığımız şiddetli deprem,bizler için deprem gerçeğini yeniden hatırlamamıza yetti.Oysa bizler hem bir fert olarak ve hem de toplumsal olarak ve devlet idarecileri olarak ülkemizin deprem bölgesinde olduğu gerçeğini hiç bir zaman unutmamamız gerekir.
Evimizi yaparken,şehirlerimize giden yolları ve köprüleri yaparken,hayvanlarımız için barınakları yaparken,evin çatısına bir kiremit dahi koyarken hep depremi hatırlamalı ve buna göre işimizi ve evimizi sağlam yapmalıyız.İşin kolayına ve ucuzuna kaçıp ucuz işlerden hep uzak durmalıyız.
Türkiye´deki deprem gerçeği çok büyük deprem acıları yaşamış olmamıza rağmen söylediğimiz şekilde anlaşılmıyor.Kısa bir süre depremle yatıp depremle kalkıyoruz.Ancak hemen sonra sanki hiç deprem olmamış gibi ve hiç deprem olmayacakmış gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Evlerimizi,işyerlerimizi ve diğer barınakları yaparken ilk önceliğimiz can güvenliğimiz değil rant güvenliğimiz oluyor maalesef. 2013 yılında deprem odaklı kentsel dönüşüm kanunu çıktı.Ancak bu kanun rızaya dayalı bir dönüşümü öngördüğü için insanlarımızın bu kentsel dönüşümü depreme dönüşümü değil bir rant dönüşümü olarak algılaması ve bu şekilde kabul etmesi kentsel dönüşümün önünü tıkamıştır.Adeta insanlarımızın bu tavrı kentsel dönüşümü durma noktasına getirmiştir.Belki Elazığ depreminden sonra oluşan atmosfer ile yeni bir yasal düzenleme yapılarak deprem dönüşümüne giden yolda kentsel dönüşümün önünü tıkayan bu tür arızalar yasal olarak giderilmiş olur.
Tüm bunlara rağmen Elazığ depremi ile birlikte; geçen bu zaman diliminde hem insanlarımızda,hem STK´larımızda ve hem de devletimizde deprem bilincinin oluştuğuna şahit olduğumuzu ifade etmemiz gerekir.
Elazığ depremine yakın bir büyüklükteki(6,6) 1992 Erzincan depreminde Erzincan yerle bir olmuştu. 680 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Büyük 1999 depremini saymıyorum bile zira bu depremde maalesef "Devlet Ortada Yoktu". Demek ki o günden bu güne iyi işler de yapmışız.Çok da haksızlık etmeyelim insanlarımıza ve devlet idarecilerimize.Tabi Gönül ister ki bu şiddetteki depremlerde hiç can kaybı olmasın.İnşallah her daim bu bilinçle olursak yakın zamanda bunu da başarabileceğimize inanıyorum.
Elazığ depremi STK larımızın da bu tür afetlere hazırlıklı olduğunu,
Devletimizin de adeta hızır acil servisi gibi çok hızlı,organizeli,planlı ve ne yaptığını bilen bir anlayışla olaya taa başından beri müdahil olup sahada olması, devletimizin de tüm kurumlarıyla depreme hazırlıklı olduğunu ortaya koydu.
Türkiye´nin her ilinden,bölgesinden,ilçesinden köyünden yurt dışında yaşayan insanlarımızdan tutun da ülkemizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin can hıraş ortaya koyduğu gayretlere varıncaya kadar,nasıl bir millet olunurun cevabını verdi insanlarımız.Türkü,Kürdü,Arabı,Lazı Çerkezi,alevisi,sünnisi hep birlikte el ele verdi ve "Biz Hep Birlikte Türkiye´yiz" diyerek tüm dünyaya insanlık örneği gösterdi.
Ne diyordu kıymetli hemşehrimiz büyük halk ozanı koca Veysel
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürtü Türkü ne Çerkezi
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye Kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allahtan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası