USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gel De Sus!

08-04-2020

Bugünlerde çok dokunmayayım diyorum ama gel de sus.

Sıradan bir mahalle bakkalından 90-100 liraya.

Sıradan bir marketten 65-70 liraya,

Toptan alırsanız 45-50 liraya mal olacak yardım kolisini 150 liraya dolduran Ekrem Başkan âlem bir adam.

Bir taraftan, salgın tedbirleri gereği yolcu seyreltme genelgesini "tasarruf" gerekçesiyle ihlal edeceksin,

Diğer taraftan da, yardım kolisini piyasanın 3 katına dolduracaksın.

İki ihtimal var

Ya hiçbir kötü niyet yok ama "öğretilmiş ve öğütlenmiş iyilik" ancak bu kadar yapılabiliyor.

Ya da bir tuhaflık var?

Her ikisi için de ne desek boş.

Hani bir aylık telefon faturası için Millete 5 tane sıfır Mercedes parası ödeten vekil için ne demişti Genel Başkanları;

"Siz de harcama yetkisi vermeseydiniz kardeşim"

Yani:

Ağlamak yok İstanbullu...

Siz de yetki vermeseydiniz kardeşim?

 

***

 

Bu, nevi şahsına münhasır zat ile ilgili son yazım olsun.

Zira bundan sonra yaptığı ve yapacağı her şeye şahsen ben bu zaviyeden bakacağım.

O da şudur;

Kim ne derse desin İstanbul Belediye Başkanlığını kazanması büyük bir başarıdır.

Fakat

Bunca zaman geçti ama koltuğu hala sahiplenmedi.

Koltukta emanet gibi, hatta hacizli gibi duruyor.

Zira

İstanbul Belediye Başkanlığı gibi önemli makamı, en önemlisine geçiş için bir sıçrama tahtası yapmak istediği kimseye sır değil.

Fakat işin rengi de işte tam burada değişiyor.

Bir kere seçime epey zaman var

İkinci olarak da rüyalarını süsleyen o makama gelmesi, buradaki performansına bağlı.

Ancak

Bu performansı göstermeye; ne çapı, ne çevresi ne de kalibresi müsait.

Bir ilçe Belediyesinden İl Belediyesine başarılı olmasanız da gelebilirsiniz.

Ama

Burada başarısız olursa, ne yaparsa yapsın bugün efsunlu gibi hoş görenler dahi; iş ciddiye binince Cumhurbaşkanlığı için; kredi vermez.

Bu durumu fehmedecek kadar da zeki olduğuna şüphe yok.

İşte bunun için kulvar değiştirdi.

Piyasanın 3 katına yardım kolisi, beş katına dezenfektan bidonu alması da bundan.

Tam da bunun için yolsuzluğu, usulsüzlüğü göstere göstere, bağıra çağıra yapıyor.

İstiyor ki Devlet Denetleme Kurulu ya da Bakanlık "yetti artık" diyerek duruma el atsın da, buradan bir mağduriyet hikâyesi çıksın.

İşte o zaman şansı zirveye çıkar.

Ancak

Bizim mahallenin ileri gelenleri bu tuzağa düşer mi bilmem.

Eğer öyle bir acemi avcılık yaparlarsa, sarayda şimdiden yer ayırsınlar.

Ne mi yapılmalı?

Bizim orada bir söz vardır.

"Bırak ahmağı, kendi yeliyle devrilsin"

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?