USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İşçiye Cuma Namazı İzni Verilmemesi (İşçi Bakımından) Haklı Fesih Sebebi Midir?

06-04-2019

İşyerlerimizde geleneksel açıdan özelliklede Cuma namazı için işçilere izin verilmesi oldukça yaygın bir uygulamadır. Konuyla ilgili bir yasal düzenleme söz konusu olmadığından İşyerleri personel yönetmelikleri ve/veya işyeri uygulamaları ile bu konuya düzenleme getirmektedir. Özellikle çalışma saatlerinin esnek olduğu ya da kadın işçilerce işlerin cuma namazı vakti boyunca yürütülebildiği işlerde işçilere cuma namazı için izin verilmektedir. Ama bunun yanında üretimin durmaması, hizmetin yürümesi gerektiği durumlarda işçilere izin verilemediği görülmektedir. Bu durumda işçi ne yapmalıdır?

Buna karşın kimi işletmelerde işçi işveren arasında bu konuyla ilgili de sorunlar çıkabilmektedir. Bende bu yazımda nadiren karşılaştığımız  Yüksek mahkeme kararı ışığında konuyu irdeleyeceğim.

Her şeyden önce bu konu işverenin yönetim hakkı çerçevesinde ele alınması gereken bir konudur. Bu nedenle öncelikle Yönetim hakkı kavramını hatırlamamızda fayda var. Bilindiği üzere işyerlerinde yönetim hakkı işverene aittir. İşveren yönetim hakkı çerçevesinde yasalarla bağlı kalmak kaydı ile işyerinde işin akışına ve düzenine ait düzenlemeleri yapar.  Bu kapsamda işin başlama ve bitiş saatleri, ara dinlenmeleri, izinler, fazla mesai, çalışma ve tatil günlerinin düzenlenmesi gibi konularda işverenin yönetim hakkı kapsamında olan konular arasında yer almaktadır.

İşçinin borçları arasında işverenin talimatlarına uyma borcu da vardır. İş sözleşmesini imzalayarak işe başlayan bir işçi aynı zamanda işyeri kurallarına ve işverenin talimatlarına uymayı da kabul etmiş olmaktadır. Elbette ki işçinin uymak zorunda olduğu bu kurallar ve talimatlar yukarıda da belirttiğimiz gibi işçi işveren ilişkileri çerçevesinde iş ilişkisinden ve iş sözleşmesinden kaynaklanan ve yasal bakımdan uymak zorunda olduğu kurallardır.

İş Kanununda işçiler için çeşitli izinler öngörülmüş olup bunlar ücretli ve ücretsiz izinler olarak ikiye ayrılabilir. Ücretli izinler ise kendi içinde yıllık ücretli izinler ile ücretli mazeret izinleri olarak ikiye ayrılabilir. İşte cuma namazı iznini aramamız gereken yer bu mazeret izinleri içinde olmalıdır. Babalık izni, ölüm izni ya da evlilik izni gibi bu izinler arasında ne yazık ki cuma namazına dair bir izin yoktur.

Şimdi konuyu somutlaştırabilmek bakımından Cuma namazı iznine dayalı yüksek mahkeme kararından yararlanalım. Elimizdeki örnek olayın özeti;

Bir işyerinde uzun süredir yönetici konumunda çalışmakta olan işçinin önceleri ve yıllarca Cuma namazı için izin kullanmakta iken daha sonra işyeri yönetiminin aldığı bir kararla bu konuda kendisine izin verilmemesi gerekçesiyle işyerini terk etmek suretiyle iş sözleşmesini haklı nedene dayandırarak sona erdirmesidir.

Bunun üzerine işveren de işe devam etmeyen işçisinin iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak devamsızlık sebebi ile İş kanunu 25/2 g fıkrası çerçevesinde sona erdirmiştir. İşçi daha sonra İş mahkemesinde dava açarak haklı nedenle fesih uyguladığı gerekçesi ile işverenden tazminat talep etmiştir.  İşveren ise işçinin tazminat talebini redderek işyerini ihbar süresini de çalışmaksızın terk ettiğinden işçiden ihbar tazminatı talep etmiştir.

 ?Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde iş akdinin davacı tarafından feshedildiğini, davacının son zamanlarda mesai saatleri içinde herhangi bir işi olmamasına karşın izinsiz ve mazeretsiz olarak işyerinden ayrıldığını, bu disiplinsiz davranışları nedeniyle yazılı savunmasının istendiğini, 30.03.2007 ve 06.04.2007 tarihlerinde yapılan yazılı uyarıya rağmen takip eden hafta yine izinsiz ve mazeretsiz işyerinden ayrıldığını, bunun üzerine 18.04.2007 tarihinde yeniden savunmasının istendiğini, ancak davacının savunma vermeden işyerini terk ettiği ve bir daha dönmediğini, bu durumun tutanakla kayıt altına alındığını, takip eden günlerde de davacının işe gelmediğine dair tutanak tutulduğunu, bunun üzerine 26.04.2007 tarihinde İş Yasasının 25/II-g maddesi gereğince işten çıkışının verildiğini, açılan davanın yersiz olduğunu, davacının işyerine gelmemek suretiyle iş akdini feshetmiş olduğundan müvekkili şirketin ihbar tazminatı hakkı elde ettiğini beyanla davanın reddine, karşı dava olarak ihbar tazminatının davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.? Y.9.H.D. E.2009/13474 K.2011/23572 T. 12.07.2011

Devam edecek?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?